Oyun salonlarında oynadığımız karakterlerin gece salonlar kapandığında birbirlerine gidebildiklerini hiç düşündünüz mü? Peki kötü karakterlerin toplanıp birbirlerine destek toplantıları yapabileceklerini? Oyunbozan Ralph kendi oyunundaki kötü adam ve hiçbir yere çağırılmadığı için depresyona girmiş. Kabul görebilmek için madalya kazanması gerektiğini anlıyor ve o madalya uğruna o oyun senin bu oyun benim gezinip duruyor.
Ankara'dan dinlencelik bir yer daha :) Ortam çok güzel. Özellikle sıcak Ankara havalarında kaçabileceğiniz, o serinliğin tadını sonuna kadar çıkarabileceğiniz bir yer. Çankaya'nın göbeğinde sık ağaçlarla kaplı havuzlarında balıklar yüzen bir ortam. Etrafınızda kazlar, ördekler gezerken onlara horozların sesleri eşlik ediyor. Tek şikayetim semaverleri. Çay seven bir millete kahvaltıda avuç içi kadar demlikte çay geliyor. I-ıhh bunu değiştirmeliler bence.
Hafta sonu kardeşim geldi, gezdik durduk. Hafta sonu yazı yazamayışım ondan. Tabii gezerken de blog için çalıştım :) Hiç boş boş gezer miyim? İzin gününüzde sabahtan gidip akşama kadar vakit geçirebileceğiniz bir yerden bahsediyorum bugün. Yeşil dersen yeşil var, mavi dersen mavi var, kuşlar, ördekler, bir sürü canlı da var. Daha ne olsun derken bir de güzel kahvaltı var kiii üfff.
Gölün arkasında yükselen çirkin apartmanlar Sibel Can'ın reklamlarına çıktığı siteler. Bütün güzel görüntüyü bozmuşlar. Hiç sevmedim. Göl etrafında birkaç tane cafe, restaurant var istediğinizi seçip oturabilirsiniz.
Zombimiz onu avlamaya gelmiş olan kıza aşık olur ve film başlar. Onu yaşadığı uçağa götürür. Çat pat konuşmaya başlar ve birlikte zaman geçirdikçe eskiden yapabildiği birçok yeteneğe geri kavuşur.
Dante'nin Ölüm Maskesi
Kitabı sonunda bitirdim. İlk yorumum "Muh-te-şem!" . Gerçekten de editörün söylediği gibi Dan Brown'ın en iyi kitabı Cehennem. Gerçekten sonları doğru büyük şaşkınlıklar yaşayacaksınız. Kitabın çevrildiği sıradaki film gibi zamanları buradan okuyabilirsiniz.
Kitap Floransa'da başlıyor. İp uçları Robert Langdon'ı önce Venedik'e hemen ardından da İstanbul'a sürüklüyor. Diğer kitaplardaki gibi şehirlerdeki en ünlü, en tarihi binalar, sanat eserleri çok güzel bir tasvirle anlatılmış. Hele İstanbul'u bir anlatışı var ki Dan Brown'ı sevmiyorsanız bile sadece İstanbul'u anlatışı için okumalısınız.
Ankara'da tek yokluğunu çektiğim şey DENİZ :( Şöyle karşısına geçip izlemek istediğim çok oldu ama yok işte ne yapalım. Çaresiz göl kenarlarında bu hasreti, olduğu kadar, gidermeye çalışacağız. Bu pazar da öyle yaptık. Şu indirim sitelerinden birinden satın aldığımız kuponla hem indirimli bir brunch yaptık hem de göl manzarası seyrettik.
Samsun'da büyümüş biri olarak özellikle 19 Mayıs'ları en coşkulu şekilde kutladım. Şimdiden Anıtkabir'in dibinde oturmak nasip oldu. Her özel günde Atam'a koşuyorum. Onun ülkemize verdiklerini başka hiçbir lider ülkesine katamamıştır ama günümüzdeki durumu hepiniz biliyorsunuz. Bu güzel günleri yaşayalım ve yaşatalım. Önemini bilmeyenlere anlatalım.
Bugünle ilgili üzülerek belirtmek istediğim bir şey var ki; bir işim olduğu için uğradığım Kentpark Avm'de ki birçok mağazanın, en basiti bir bayrak bile asmadıklarını görmek beni oldukça şaşırttı. Neredeyse 10 markanın 7'sinde bayrak yoktu. Dilerim akılları başlarına bir gün gelecektir.
Bugünle ilgili üzülerek belirtmek istediğim bir şey var ki; bir işim olduğu için uğradığım Kentpark Avm'de ki birçok mağazanın, en basiti bir bayrak bile asmadıklarını görmek beni oldukça şaşırttı. Neredeyse 10 markanın 7'sinde bayrak yoktu. Dilerim akılları başlarına bir gün gelecektir.
Erkeklerde pek rastlamadım ama bayanlarda devamlı bir evini güzelleştirme çabası vardır. Şuraya şunu alayım, buraya bunu koyayım, duvarı şu renk boyayayım vs. Araştırdım ve bizi çok yormayacak, yaparken zevk alacağımız bir etkinlik buldum bize ;)
Önce kendimize bir şablon bulacağız, çiçek, böcek ne olursa. Sonra istediğimiz ya da şablonu uygulayacağımız duvarın rengine uyacak bir renk marker alıyoruz ve başlıyoruz çizmeye.
Önce kendimize bir şablon bulacağız, çiçek, böcek ne olursa. Sonra istediğimiz ya da şablonu uygulayacağımız duvarın rengine uyacak bir renk marker alıyoruz ve başlıyoruz çizmeye.
Günümüzde bu tip şablonları internetten bulup, kapsamlı bir kırtasiye dükkanında, istediğimiz boyutunu ve rahatça etrafını çizebileceğimiz kalınlıkta bir kartona çıkarttırabiliriz. Yok onunla kim uğraşacak derseniz bütün yapı marketlerde bu tip şablonlar mevcut, beğendiğinizi bulana dek hepsini bir bir gezeceksiniz :)
beautiful creatures
film
film tavsiyesi
film yorumu
movie
muhteşem yaratıklar
sinema
Muhteşem Yaratıklar - Beautiful Creatures
Fragmanından çok etkilenip izlediğim Beautiful Creatures beklediğim etkiyi bırakmadı bende. Biraz hayal kırıklığı yaşıyorum maalesef.
Soylu bir aile ve ailenin fertlerinin çeşitli güçleri var. Bu güçler de hep böyle soylu ailelerde ortaya çıkıyor nedense?! Neyse; ailenin bayan fertleri 16 yaşlarına girdiklerinde güçlerinin doruk noktasına ulaşıyorlar ve izlerseniz öğrenebileceğiniz bir lanet yüzünden kötü tarafa geçmek zorunda kalıyorlar.
Soylu bir aile ve ailenin fertlerinin çeşitli güçleri var. Bu güçler de hep böyle soylu ailelerde ortaya çıkıyor nedense?! Neyse; ailenin bayan fertleri 16 yaşlarına girdiklerinde güçlerinin doruk noktasına ulaşıyorlar ve izlerseniz öğrenebileceğiniz bir lanet yüzünden kötü tarafa geçmek zorunda kalıyorlar.
Hepimize çocukken bu masal anlatılmıştır. Babaları tarafından ormana bırakılan çocuklar şekerden yapılmış bir ev görürler ve onu yemeye başlarlar...
Filmimizde de endişe dolu bir anne görüyoruz. Babalarına onları götürmesini söylüyor. Baba da aynen masalda ki gibi çocukları ormana bırakıp gidiyor. Sonrası malum; şekerden yapılmış bir ev ve içeride karşılaşılan cadı. Çocuklar çeşitli boğuşmalar sonucu cadıyı kendi fırınında ateşe vererek ondan kurtuluyorlar. Sonrasında ise film başlıyor. Gelsin cadılar, gitsin cadılar...
Filmimizde de endişe dolu bir anne görüyoruz. Babalarına onları götürmesini söylüyor. Baba da aynen masalda ki gibi çocukları ormana bırakıp gidiyor. Sonrası malum; şekerden yapılmış bir ev ve içeride karşılaşılan cadı. Çocuklar çeşitli boğuşmalar sonucu cadıyı kendi fırınında ateşe vererek ondan kurtuluyorlar. Sonrasında ise film başlıyor. Gelsin cadılar, gitsin cadılar...
Öncelikle hayattaki her şeye ben ve kardeşim için göğüs geren anneme sonsuz teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Annelerin en birincisi benim annem kimse kusura bakmasın :)
Bütün anneler çocuklarını mutlu edebilmek için ellerinden geleni yaparlar. Onların isteklerini yerine getiremediklerinde dünyanın belki de en hüzünlü insanları olurlar. Bir gün anne olur muyum bilmiyorum ama en az annem kadar iyi bir anne olmak tek dileğim. Onu anlamazken, uçarı dönemlerde ona ne kadar sinir olduysam şimdi bir o kadar haklı olduğunun farkına vardım. Çocuğum şimdiden benden korksun demeli miyim?? ;)
Anneler, dünyadaki en ama en verici varlıklar. Karşılık beklemezler, hep sizi severler, hep affedicidirler.
Onları hep sevelim, elimizden geldiğince de onları kırmamaya çalışalım.
film
film tavsiyesi
film yorumu
identity thief
kimlik hırsızı
movie
sinema
Kimlik Hırsızı - Identity Thief
Kimlik Hırsızı, adını tam olarak hak eden bir film. Melissa McCarthy'nin taa Gilmore Girls'ten hayranıyım. Sempatikliğiyle hep 1 numaradır benim için. Sonra Bridesmaids'te beni gülmekten kırıp geçirmişti. Belki onu geçen sene ki Oscar Ödül Töreni'nde ki muhteşem sunumlarından da hatırlayabilirsiniz. Bu filmde de oyunculuğunu konuşturmuş bence.
Son yıllarda Efes'e gittiniz mi bilmiyorum ama biz geçen sene gittik ve içerisinde turistlere yapılan etkinlikten bahsetmek istiyorum. Yurt dışında her yerde gördüğümüz teatral gösterilerin ülkemizde de hayata geçirilmiş olması bizi hem şaşkınlığa hem de büyük bir sevince uğrattı. O güzel etkinlik görüntüleriyle birlikte Efes sizlerle.
Sanatkarların eserlerini yaptığı bir bölge görüyorsunuz öncelikle. Ardından borazanlar çalmaya başlıyor ve ufukta Sezar ve eşrafı görünüyor.
Sanatkarların eserlerini yaptığı bir bölge görüyorsunuz öncelikle. Ardından borazanlar çalmaya başlıyor ve ufukta Sezar ve eşrafı görünüyor.
Türk dünyasında kutlanan ve Hıdır Günü olarak da adlandırılan Hıdırellez efsanesi şöyledir; Hıdır ve İlyas kardeşler ayrı düşerler ve kavuşmak için Allah'a dua edip, yılda sadece 1 gün bir araya gelmeleri için kabul görürler. Efsaneye göre Hıdırellez bu iki kardeşin kavuşma ve buluşma günüdür.Duası kabul gören Hıdır'ın denizlerde dolaştığı ve iyilik, sağlık dağıttığı, tutulan dilekler için insanlara yardım ettiği inancı yaygındır. Hıdırellez günü eski takvime göre 23 Nisan'a yeni takvime göre 6 Mayıs'a denk gelir. Uğur, servet, mal, bol talih, bereket, sağlık, mülk gibi dilekler kağıtlara yazılır ve gül ağacının altına konur ya da rivayete göre okur yazar olmayan Hıdır'ın daha iyi anlaması için dilekler resmedilip, ev, bebek, beşik, okul gibi basit, anlaşılır çizimlerle ifade edilir.
Aranızda benim gibi Dan Brown fanatikleri var mı bilmiyorum ama bir Dan Brown yazısıyla daha sizlerleyim. Bu güne kadar çıkan tüm kitaplarını ilk gün almış ve o hızla okumuş biri olarak, bu kitabı da sabırsızlıkla bekliyordum ve muradıma erdim :) Kitap 14 Mayıs'ta raflardaki yerini alıyormuş.
Hürriyet Cumartesi ekinde okuduğum yazıya göre çevirmenler inanılmaz güvenlik önlemleri altında çevirilerini tamamlamışlar. Çeviri süreci şöyle başlamış. Ocak ayında Altın Kitaplar'a TOP SECRET uyarılı bir e-posta gelmiş. Postada Dan Brown'ın ajansının belirlediği 12 ülkenin yayın evi çok gizli bir çeviri çalışmasına dahil olacaklarmış. Çevirmenler İngiltere ve İtalya'da iki ayrı güvenlikli ofiste 2 ay içinde kitabı kendi dillerine çevireceklermiş. Çok heyecanlı değil mi?
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)