Samsun'da Her Şey Yolunda ;)

Cuma günü otobüse atladığım gibi Samsun'a geldim. Annemle babamın yanına. Özlemişim...
Büyüdüğüm eve kavuşunca bende bir tembellik, sürekli bir yayılma isteği sormayın gitsin. Neyse ki bugün kendi kendimi itekleyerek bilgisayar başına oturdum ve güzel resimlerle birlikte "Samsun'da günler nasıl geçiyor?" yazısı yazayım dedim. Haydi başlayalım.



Bu üç güzellik ve daha niceleriyle Piazza Avm'nin Paşabahçe Mağazasında karşılaştık. Bu kadarını paylaşıyorum ki ayıp olmasın. Yoksa tüm ürünleri bana alabilecek bir hayırsever aradığım doğrudur ;)
Bu resmi "artık öğrenmelisin Sinem" diyerek kendime not olarak çektim ama eminim benim gibi neresi neresiydi unutan çok kişi var aramızda. Artık öğrenmeliyiz değil mi?
Ayağımın tozuyla gezerken Nejat İşler'in hastaneye kaldırıldığını öğrendim. Bugünlerde tedaviye cevap verdiği haberleriyle yüreğim biraz serinlese de iyileşip ayağa kalkmadan "oh!" diyemem sanırım. Dualarımız seninle. Daha yapacak çok işimiz var.
Komşuluk ilişkilerinin yerlerde süründüğü günümüzde annemler birbirinden iyi komşularımızla, bir kısmıyla artık komşu olmasak bile apartman günleri düzenliyorlar. Pazar günleri kahvaltıda hal hatır soruluyor, memleket meseleleri tartışılıyor, biraz deşarj olunup karınlar doyuruluyor ve herkes kendi yaşamına dönüyor. Herkese bu buluşmalardan tavsiye ediyorum tabii böyle komşular bulabildiğinizde ;)
Bu güzellik ise bizim bahçede ki greyfurt ağacı, meyveler oldu kardeşimin gelişini bekliyoruz. Yazlığa her gidişimde yaz gelsin artık diye geçirsem de içimden daha doğru düzgün kar, yağmur görmediğimiz için bu sene yaz biraz beklesin diyorum.
Ahh ahh! Bu yakışıklı da kızımın yaz aşkı. Yazlığa gidince Paşa'yı da gördük haliyle. Yıllarca köpek korkum yüzünden yaklaşamadığım Paşa'yla artık çok samimiyiz. Kızımın kokusunu üzerimde alınca beni pek bir sevesi geldi birden. Neyse ki kazasız belasız atlattık ;)
 Bu fıstık sukullent denilen kaktüsgillerden bir bitki. Yani favorim. İnşallah bir kaç çeşidini daha bulup teraryum çalışmalarına başlayacağım. Bu miniği de annemin koleksiyonundan aldım. Ankara yolcusu kendisi.
İşte bu da çiçekleriyle bizimkileri neşelendiren yılbaşı çiçeğimiz. Bu sene ilk kez bu kadar bol çiçek verdi. Evimize sevinç getirdi. Doğa, her yönüyle pozitiflik yayıyor insanlara, dünyaya. Ona daha çok sahip çıkalım. Çünkü her geçen gün gözümüzün önünde yok oluyor.
Ben şubata kadar yine böyle bir var bir yok olacağım sanırım. O yüzden beni instagramdan takip etmek isterseniz ben @snmdmrdvn adıyla orada olacağım. Hepinizi öpüyorum.

2 yorum:

  1. Bir Samsunlu olarak keyifle okudum. Bloğun takibimde. Bloğumuz yeni seni de bekleriz..!

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.