#direngezi
#GeziyiAnlat
#occupygezi
gezidirenişiyazidizisi
Gezi Direnişi Yazı Dizisi #23
1- Kısaca kendinden söz eder misin?
1971 Sivas Yıldızeli doğumluyum. Kızılırmak
Yerel Dernekler Federasyonu Basın Kurulu Başkanlığı ve Pir Sultan Abdal Kültür
Derneği Basın Kurulu üyeliği yapmaktayım. Çeşitli güncel konularla ilgili
makalelerim var. Ayrıca "Cumhuriyet Tarihi, Alevilik ve Aleviler"
konulu bir kitap çalışmam devam etmekte. Ayrıca Alevi inancında "Yol bir,
sürek binbir" konulu bir makale yazıyorum. Felsefe, Siyaset ve Psikoloji
alanlarında okuyup çeşitli kısa yazılar yazıyorum. Bu eğitim yılı başlangıcında da Kızılırmak Federasyonunda,"Haber yapma/yazma,Çekim teknikleri"
konulu ders vermeye başlayacağım. Yine 2 proje hazırlığım var.
1 – Kızılırmak yöresinde 80 köyü kapsayacak
belgesel
2 – Ozanlık geleneği ve günümüzde ozanlık.
2- Geziden önce hayata, siyasete, doğaya vb.
bakış açın nasıldı?
1993 Sivas Madımak Oteli katliamı sonrası
bir şeyler yapmamız gerektiği artık devlet eliyle bizlere dayatılmaya
başlanmıştı. Bir taraftan ne olduğunu anlamaya çalışırken, diğer taraftan da bu
tür olayların bir daha yaşanmaması için neler yapmamız gerektiği konusunda kafa
yormaya başlamıştık. İlk olarak bir köy derneği kurma kararı aldık ve 1994'te
derneği kurduk. Ancak zaman ilerleyip bizler fotoğrafın bütününü görünce, bu gidişata
dur demenin sadece bir dernekle olmayacağını da kavramış olduk. Alınan politik
kararlar, bizim de bu politik kararların sonucunu yaşamamız, bizlerin de
politik mücadele yürüterek başa çıkabileceği, bu gidişatı değiştirebileceğimiz
sonucuna ulaşmamızı sağladı.
Safça bağlandığımız ve bir taraftar şeklinde
tuttuğumuz partilerin asıl amaçlarını öğrendikçe, bir taraftan kırılganlık ve
kızgınlık, diğer taraftan gerçeğe giden yolda vesile olan Sivas katliamı...
Karmaşık ve bir o kadar da sade. Kim dosttu? Kim düşmandı?
Nedenler,niçinler,... artık netleşmeye ve safların belirginleşmeye başladığı
süreç ilerlemeye başlamıştı. Siyasal faaliyetlerimden dolayı 14 yıl kaçak
yaşamak durumunda kalış, çekilen acılar, yokluk ve yoksulluk, işsizlik. Asla geri adım atmamak ve asla pişman olmamak.
Çocuklarımıza mutlu ve mesut yaşayacakları bir dünya kurma özlem ve mücadelesi.
Gezi için düşündüğüm şeyi tek bir cümleyle özetlemem gerekirse, sanırım o Karl
Marx'ın şu sözü olmalı; "Kapitalizm, gölgesini satamadığı ağacı
keser" olur. Doğa katliamları da bu sistemden ve onun kar hırsından
bağımsız düşünülebilir mi?
3- Gezi olayları senin için nasıl başladı?
Gezi sürecinde Bodrum'da ikamet etmekteydim.
Belki bilinenin tekrarı gibi olacak ama tekrar hafızaları yenilemek adına süreci
kısaca özetlemek yararlı olabilir. 1980 askeri darbesi ve toplumun üzerine
atılan ölü toprağı, insanların bireycileştirilme süreci, toplum mühendisliğinin
en ileriden uygulanması, "gemisini kurtaran kaptan" anlayışının
toplumun büyük bir çoğunluğunda vücut bulması. Devlet ve yönetenlerin bir bütün
olarak geleceğimizi ipotek altına alma çalışmaları, toplumları birbirine karşı
kışkırtarak bin yıllardır oluşturulan ön yargıları ısıtıp ısıtıp önümüze
sürmeleri, bizleri daha kolay yönetecekleri her türlü alt yapıyı kurmaları.
Özellikle medya aracılığıyla her şeyin ters yüz edildiği ve yalanın gerçek
niyetine soframıza sunulduğu süreçler zinciri. Bana göre gezi süreci
sonuçlarından değerlendirdiğimizde bir taraftan birlikte mücadele etme eğilimini
ortaya çıkarırken, diğer taraftan da bu isteğin karşılanamamış olmasından,
sistem için bir gaz alma operasyonuna dönüştürülmüştür. Sistem kendi içinde
boğmaya çalışırken, muhalif olduğunu iddia eden kesimler de buna çanak
tutmuştur. Her alana çıkan bir değer dayatmasıyla, hedefsizlik içine girilmiş
ve iş mecrasından çıkmış, bir süre sonra neden sokağa çıktığı bile anlaşılmaz
duruma girilmiştir.
4-
Gezi olaylarına girme sebebin neydi?
Gezi direnişine girme sebebim hem mesleki,
hem de toplumsal mücadeleye olan duyarlılıktan dolayı. Bir şeyleri belgeleme ve
olan şeylere şahitlik yapma. Devletin gerçek yüzünü, fotoğraf, video ve
izlenimlerle insanlara ulaştırma. Kısaca "işte devlet bu" deme.
5-
Gezi olaylarıyla beraber hayatında ne gibi değişiklikler oldu?
Gezi direnişiyle beraber hayatımda en önemli
değişiklik toplum tarafından bu gençlikten bir şey olmaz yaklaşımının yerle bir
olması ve gençliğin aslında PC başında otururken hiç de sanıldığı gibi ilgisiz
alakasız konularla uğraşmadığı görüldü. Bizim yıllarca anlatmaya çalıştığımız
şeyin bir çırpıda anlatılması ve anlaşılması sağlanan bir süreç oldu.
Yazdıkları sloganlarla hem takdir hem de öfke topladılar. İyi ki varlar.
6- İnsanlara nasıl bir mesaj vermek
istersin?
Anlayana Gezi bir mesaj verdi aslında. Ancak
alındı mı? dersek, ben alınmadığı kanısındayım. Toplumsal değişimler zordur.
Sizin için değer olan bir şey başka birisi için bir anlam ifade etmeyebilir.
İnsanlar haklarını öğrendiği ve başkalarının da kendi hakları olduğunu
düşündüğü şeylerden yararlanmasını gerektiğini öğrendikçe, durum normalleşmeye
başlar ve bizler de paranoyalarımızdan kurtuluruz. Kürt diliyle, Alevi
inancıyla, Ateist inançsızlığıyla, Müslüman yaşam biçimiyle,
Ermeni, Rum, Laz, Çerkez... herkes kendi öz kültürüyle yaşayıp bu ülkeyi haklar ve
halklar mozaiği yaptığımızda, sadece siyah beyazın tonlarından oluşan renkler
dışında yaşamın yedi rengi olduğunu görüp kabul ettiğimizde, işte Gezi geri
dönmüş ve toplumun Geziden öğrendiği bir şeyler olmuş diyebiliriz. Bütün
çabamız ve yapmaya çalıştığım şey de budur. Bu olanak bana tanındığı ve
düşüncelerimi ifade etme şansı verildiği için, herseydenkonusmali.blogspot.com
'a teşekkürler.
Yazan : @yusufagcicek
Konuyla İlgili Düşüncenizi Yorum Bölümünde Paylaşabilirsiniz