#direngezi
#GeziyiAnlat
#occupygezi
gezidirenişiyazidizisi
Gezi Direnişi Yazı Dizisi #26
1- Kısaca kendinden söz eder misin?
1981 yılında
ağaçların çiçek açtığı ayda, mayıs ayında İstanbul’da doğmuş Elif. Üniversiteyi
yeşilin ve mavinin en güzel tonlarının olduğu yerde Karadeniz’de okudum. Elif, mesai
saatlerinde beyaz yakalı çizer, aklına geldikçe sözlüklerde yazılar yazar ve hep
okur. Fırsat buldukça da profesyonel olarak uzun doğa yürüyüşleri yapar, doğa
ve toprak aşığı bir insandır.
2- Geziden önce hayata, siyasete, doğaya vb. bakış açın nasıldı?
Aslında
geziden öncesi ve sonrası yok benim için; Gezi benim; insana, hayata, doğaya,
siyasete bakış açımı değiştirmedi süregelen anlayışımın devamı ve
tetikleyicisiydi.
İnsan en
önemli unsurdur, kişi kendini sevmiyorsa hayatı devam ettiren hiçbir şeyi sevemez.
İnsan önce kendini sevmeli; kendini seven başkasını, doğayı, hayvanları
sevebilir. Bu benim hayat felsefemdir, kendini sevmekle başlar hayatı sevmek.
Siyaset ise
Alevi bir ailenin çocuğu olarak; doğumdan, ölüme ister istemez içinde bulunmak
zorunda olduğunuz durumdur. Siz istemeseniz de okul çağında başlar siyaset,
politika, üzerinize kurulan oyunlar, üzerinizde yapılan katliamlar bu bütün
öteki çocuklar için geçerli kavramdır.
Gezi süreci
boyunca da söylenilen bir şey var, ölenlerin Alevi çocukları olması ve katılım
oranının yüksek olmasından ötürü; ‘’gezi Alevi ayaklanması mı?’’ diye. Hayır
Gezi, Alevi ayaklanması değil. Alevi çocukları çocukluktan bilinçli, duyarlı ve
sevgiyi bilen çocuklardır. Asosyal olma şansları yok hayatı çok küçük yaşta öğrenmek
zorunda kalıyorlar.
3- Gezi olayları senin için nasıl başladı?
O gün dün
gibi aklımda; 31 mayıs Cuma günü, mesai saati içindeyken gelen haberler,
görüntüler; özellikle Lobna’nın görüntüsü benim için bardağı taşıran son damla
olmuştu. Ofiste pc önünde ağladığımı hatırlayıp, öfkeyle iş arkadaşımı arayıp
çıkışta Taksim’e gidiyoruz demiştim.
İşte Gezi
benim için o gün başladı.
4- Gezi olaylarına girme sebebin neydi?
Öncelikle insan hayatına
verdiğim önem, çocukluktan başlayan doğa sevgisi, bir ağaç bin insandır
felsefesi, ve faşizme karşı boyun eğmeme güdüsü.
Mesele hiçbir zaman 3-5 ağaç olmadı, 3-5 ağaç son
damlaydı sadece. 12 yıldır yükselen inşaat rantı bu ranta kurban olan ağaçlar,
denizler, hayvanlar yok olan Türkiye.
Her şey o kadar planlı yapıldı ki 12 yılın sonunda bir
baktık ki bir avuç dere, bir avuç ağaç, nesli tükenen hayvanlar, yok olan tarım
üretme güdüsü ve var olan çılgın tüketme.
Zenginleşen dini kullanarak sömürü yapanlar ve daha da
fakirleşen, ölen, öldürülen bizler.
Artık dur deme zamanıydı, eğer ben dur demeseydim vicdanım
beynimi kalbimi yerdi.
Gelecek gözlerimin önünde yok oluyordu, bizden sonraki
nesil vicdani kuraklığa mahkumdu.
31 Mayıs’tan itibaren her gün mesai sonrası sırt çantamda
taşıdığım kıyafetlerle Taksim’e gittim orada direndim, gaz yedim, binada mahsur
kaldım, gece geç saatlere kadar direndim. Sabah yine beyaz yakalı olup işe
gittim bir kez bile yorulmadım, bir kez bile direnmekten vazgeçmedim,
vazgeçseydim kendimden de vazgeçmiş olurdum.
5- Gezi olaylarıyla beraber hayatında ne gibi değişiklikler oldu?
İnsanlara inandım, gençlere inandım, az olmadığımızı bir
olunca neleri değiştirebileceğimizi gördüm..
Ama en büyük değişiklik hala yaşadığım sağlık sorunu
oldu, o süreçten sonra yaşadığım stresten mi, maruz kaldığım biber gazı ve
tomalardan mı bilmiyorum ama kulağım ile ilgili ciddi sıkıntı, sağlık sorunu
yaşadım. Gezi süreci benim hayatımda yaşadığım en büyük değişikliktir, hayatı, insanları ve şiddetin gerçek yüzünü gördüm.
6- İnsanlara nasıl bir mesaj vermek istersin?
En başta da dediğim gibi;
dünyayı güzellik kurtaracak ve her şey bir insanı sevmekle başlayacak.Kendini seven, kendiyle
barışık nesiller yetiştirirsek; hayatı, doğayı, hayvanları seven insanlar
yetiştirmiş oluruz. Ne olursa olsun insan kendine duyduğu inancı kaybetmemeli,
kendi gücüne inanmalı ve bir olmanın gücüne. Vicdan sahibi olmanın erdemliğine
inanmalı.
Bizler büyüklerimizden öğrendik direnmeyi, haksızlığa
karşı dünyaya karşı koymayı, bizler ON’ların kardeşleriyiz. On’larla büyüdük. Az
olsak da varız ve var olmaya direnmeye devam edeceğiz..
Çünkü;
Dünyayı güzellik kurtaracak ve bir insanı sevmekle
başlayacak her şey.
Yazan : @Evrensel_Ozne
Konuyla İlgili Düşüncenizi Yorum Bölümünde Paylaşabilirsiniz