SeaFood Restaurant, Bangkok

Yüzüyorsa onlarda var ;)
Bizi Uzakdoğu'ya gönderen eş-dost, akraba "Önünüze konan börtü böcek ne varsa hepsinden tadın, yiyin. Sakın yemeden dönmeyin." diye tembihlemişti. Sadece soslara dikkat etmemizi söylemişlerdi. Biz de öyle yaptık. Seafood Restaurant'a gideceğimizi öğrenince her şeyin tadına bakacağımıza dair anlaşmıştık. Ne de olsa deniz ürünleriydi. 

Resimden de anlayabileceğiniz üzere devasa bir mekandaydık.Bulunduğunuz yerden ucunu bucağını göremiyordunuz neredeyse. Tavanda çeşit çeşit balık maketleri asılıydı. Dekorasyona tam puan veriyorum tabii ki. Minik havuzlar, ağaçlar, denizin içindeymiş havası say say bitmez vallahi.
Burada öyle masaya oturup sipariş vermiyorsunuz. Market gibi bir yere giriyorsunuz önce. Önünüzde denizde yaşayan ne varsa hepsi var. Hem de taze taze kıpraşıyorlar ;) Yengeçler, karidesler, ıstakozlar, ahtapotlar, ... aklınıza ne geliyorsa. Yemek istediklerinizi, istediğiniz kadar alıp market arabanıza koyuyorsunuz.
Diğer yandan da istediğiniz meyve sebzeyi seçiyorsunuz aynı şekilde. Bizler Türkiye'de olmayan tropikal meyveleri tatmak, tanımak amacıyla onlara ağırlık vermiştik taa o zamanlar ama artık hepsi geldi ülkemize. Şekilleri bile çok değişik gelmişti. Kimi yıldıza kimi deniz kestanesine falan benziyordu. Bayağı şaşalamıştık anlayacağınız. Rehberimizle balık standından çok meyve standında vakit harcamıştık.
Sonra da bütün bunları en sondaki ekibe veriyorsunuz ama verirken de hangisinin nasıl pişirilmesini istediğinizi falan söylüyorsunuz. Pek tabii bu işi de rehberimiz bizim için halletti. Istakoz, karides cennetinde olduğumuzdan fiyatların da uygun olduğunu söylemem gerek yok diye düşünüyorum. Kişi sayımızda az olduğundan ortaklaşa bir ödeme yapılmıştı.
 Masamıza geçince bizlere temizlenmemiz için sıcak mı sıcak havlular verildi ve gerçekten dezenfekte olduk. Steril bir şekilde yemek yemeğe hazırdık:)

 Büyük bir hızla seçtiğimiz yiyecekler pişip masamıza gelirken ortadaki tablanın döndüğünü keşfedince masada eğlence de başlamış oldu. Tabla dönerken tabaklardan bir şeyler kapabilmece en eğlencelisiydi mesela!? Daha birkaç saattir birlikte olduğumuzdan çokça samimi olamadığımız tur arkadaşlarımızla keyifli bir rekabet bile olmadı değil. Mesela çok beğendiğimiz bir yemek tabakta tek kaldıysa ve ona göz kırpan başka biri daha varsa masada, tabla dönerek önünüze gelene kadar "almasın, almasın!" derken bulabiliyorsunuz kendinizi :) 
Bolca gelen sarımsaklı ekmeklere başta herkes "kim yiyecek bu kadar ekmeği?" diye bakarken, ilk ısırışın ardından "hepsini ben yicem işte!" moduna geçmişti onu da belirteyim. Yani Seafood Restaurant'ın sarımsaklı ekmeklerine burun kıvırmayın. 
Yemekler bitince sıra meyvelere geldi. Ne kadar da çok meyve seçtiğimizi her biri masamıza geldiğinde fark ettik. Her birine ayrı ayrı bayıldığımız meyveleri artık yerimiz kalmasa da yedik. Arkada kalanlardan özür dilerim, yerim olsaydı vallahi sizleri de yerdim ama kapasitem belli. 

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.