Buğday Kokusu - Deniz İrfan

Buğday Kokusu ve Deniz İrfan'la Kitap Ağacı sayesinde tanıştım. Nisan ayı toplantımıza katılacağını öğrenince Buğday Kokusu'nu alıp, okuyup toplantıya hazırlıklı gitmek istemiştim. Başlar başlamaz da cümlelerin akıcılığı ve konunun sizi alıp götürmesi sayesinde çok tempolu bir şekilde çabucak bitiriverdim.
Hikaye birçok konuyu işleyerek okuyucuyu mutlaka bir yerlerden yakalıyor ve sizi içine çekiyor. Terör, aşk, sevgi, korku, endişe tüm duygular ve olaylar zaman zaman iç içe geçiyor.
Aşık olduğum, sevdiğim bir insanı uzun süre bekleyebilir miyim?, Ülkem için gözüm kapalı çeşitli eylemlerde bulunabilir miyim?, Hayatım birdenbire tersine dönse
tekrar hayata tutunabilir miyim? gibi sorular sorarken buldum kendimi kitabı okurken.
Yazarın ilk kitabı olan Buğday Kokusu su gibi okunup bitti. Şimdi sıra, buluşmamızda, okuyanlar tarafından oldukça övülen ikinci kitabı Yedi Sekiz'de. Evet, kendisinin adını duymamış olabilirsiniz ama adınızın duyulması için her yerde olduğu gibi bu sektörde de çeşitli aşılması zor engelleri aşmak gerekiyor. Bloglar da bunun için var değil mi? Ben de kendi çapımda Deniz Bey'e desteğimi vermek istedim. Kalemini, yazdıklarını ve özellikle kendisini çok sevdim ve tüm kitap severlere tavsiye ederim.
Kendisiyle yapılan röportaja buradan ulaşabilirsiniz. Mütevaziliği ve bizlere gösterdiği samimi tavırlarıyla tüm Kitap Ağacı Ankara ailesinin kalbini kazandı ve bizlere üçüncü kitabının hazırlıklıkları içerisinde olduğunun da müjdesini verdi. Ben de sizlere vermiş olayım ;)

Buğday Kokusu Arka Kapaktan;

Buğday başağı gerçekte kokmaz. Duyulan sadece toz toprağın kokusudur. Yani kabuğunun kokusu, tıpkı yaşadığımız hayatın görünen yüzü gibi. İçindeki gerçek kokuyu asla bilemez insan, ta ki önce un sonra da müthiş kokular saçarak dönüştüğü ekmek olana kadar. Buğday içindeki gizi saklar, dışarıya göstermez. Görmek isteyenin zahmete katlanıp o mucizevî dönüşüm yolculuğuna çıkması gerekir. Ancak o zaman insanlık tarihi kadar eski bir sırra vakıf olunur. İnsan gibi, onun dış görünüşü ve içindeki sırları gibidir buğday. Kabuklara bakar insanları yargılarız. O kabuk hayatın sadece dışıdır. Özü ise içerde gizlidir. O öze varmak ise bir yolculuktur, zorlu bir yolculuk. Sabırlı olmaktan geçer. Sevmekten vazgeçmeden, o güzelliği içinde yaşatmaktan geçer. Başına gelen her şeyi sevmekten başka bir çaba istemez, yol ne kadar zorlukla dolu olursa olsun?

Keyifli okumalar dilerim...

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.