Oblivion

Ülke gündemimizin şirazesinden kayması nedeniyle doğru düzgün yazı yazamaz oldum. Yazacaklarım birikti. Biriktikçe de yazasım gelmedi resmen gözüm korktu ama bir yerden ipin ucunu yakalamalıyım değil mi? Oblivion'la başlamak istedim. İzleyeli uzun zaman olduğundan çok detay veremem belki ama izleyip izlemeyeceğinize karar verirsiniz en azından ;)

Oblivion, dünyamızın yaşanamayacak hale geldiği bir dönemden bahsediyor olmasından dolayı bana büyük ölçüde Wall-E yi hatırlattı. Özellikle yukarıda gördüğünüz kare bence birebir Wall-E'ye yapılan bir göndermeydi. Tom Cruise filmde bu bitkiye özenle bakıyor ve sevdiği kadına hediye olarak götürüyor ama kadının bu hediyeyi nasıl karşıladığına değinmeyi hiç istemiyorum ;)
Dünya yaşanamaz hale gelince halklar uzayda yaşayabilmenin çarelerini ararlar ve kendilerine yeni bir dünya yaratırlar. Her yerde olacağı gibi bu yaşam platformunun da bazı ihtiyaçları vardır. En büyük ihtiyaç olan suyun karşılanması için de dünyada görevli personeller bırakırlar. Bu görev tabii ki düşünüldüğü kadar kolay değildir. Dünyanın yeni hali insanlar için uygun olmasa da uzaylılar için uygundur ve onlar da bu görevlilerle savaşmaktadırlar.
Gözlerini kapatıp onlara söylenen her şeye inanan bu görevlilerden biri işlerin aslında onlara söylendiği gibi olmadığını sezmeye başlar ve şüphelerinin üzerine gitmeye başlar. Öğrendiği her yeni bilgi onu başka bir yola sokar ve kendisini bu gizemi çözmeye adar.
Sizleri hiç tahmin etmeyeceğiniz sürprizlerin beklediği Oblivion seyredilmeye değer bir film. Doğamız gereği kandırılmaya çok müsait olduğumuzu bir kere daha gördüm bu filmde. Gerçekleri görebilmek için biraz sorgulama yapmamız yeterli. Sonrasında hiçbir güç bize engel olamıyor.
Keyifli seyirler dilerim...

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.