Diren! - Suffragette

Kadınlar... Tüm haklarını söke söke almak zorunda kalan, dayak yiyen, hor görülen, hapse atılan kadınlar... Doğurdukları çocukları üzerinde hiçbir hakları bulunmayan, erkekler tarafından taciz edilse de kimseye söyleyemeyen kadınlar... Çalışıp para kazanan, parasını kocasına vermek zorunda olan, hakkını aradığında kendi evine alınmayan kadınlar...

Diren filmini izlerken neler geçti aklımdan bir bilseniz. Yıl 1912, mekan İngiltere ve bu dünyada ben de varım demeye çalışan binlerce kadın. Durup düşündüğümde bir de bakıyorum ki bu haksızlıklarla, savaşlarla dolu dünya tarihini hiç mi hiç sevmiyorum. Ey erkek cinsi sen kimsin ki kadınlara bunca zulmü reva görebiliyorsun? Sen kimsin ki kendini üstün zannediyorsun? Evet, böyle filmler izlediğimde amazon ruhum kabarıyor ve erkekleri dünya üzerinden silmek istiyorum. Nasıl olsa biz kadınlar üremenin de bir yolunu buluruz. Sizce de öyle değil mi kızlar? :)))

Tamam, tamam erkek okuyucularımı daha fazla korkutmayayım en iyisi ama siz yine de benim çevremde kadınla erkeğin eşit olduğunu bilir tavırlar takının yoksa kadınların daha üstün olduğunu sizlere ispatlarım :))) 

Kadınların yükselmesinde, haklarını alabilmelerinde ve daha birçok şeye dikkat çekilmesinde çok emekleri olan Maud Watts, Edith Ellyn, Violet Miller ve daha yüzlercesinin hikayesi anlatılıyor Diren - Suffragette filminde. Onlara binlerce şükür borçluyuz bence çünkü dünyanın dikkatini çekmeyi başaran bu kadınlar sayesinde sağlanan bu uyanışla bugünlerimize sahibiz. Günümüzde zorla kazanılan bu hakları kendi elleriyle vermeye çalışan kadınlarımız olsa da onların da bir gün uyanacaklarını umarak Diren'i her birinize ısrarla tavsiye ediyorum.İzleyin, izlettirin, anlayın, anlasınlar.

Keyifli seyirler...