JOBS

Ortaya çıkarttıklarına, işine tutkuyla bağlı oluşuna, ne olursa olsun yaptığı işi sonuna dek savunuşuna, ... daha birçok şeyine hayran olduğum biri Steve Jobs. Hakkında çıkan tüm kitapları okudum. Sadece Walter Isaacson'un kaleminden çıkan kitaptan tatmin olabildim ki o da zaten Steve Jobs'un hayatını yazması için izin verdiği tek kişiydi. Şimdi de sıra geldi filmleri izlemeye.
Jobs'ın tanıtımı yapılırken Ashton Kutcher'ın öyle resimleri yayınlandı ki "Yuh! Akrabası olsa bu kadar benzemez" gibi yorumlar yapmıştım.


Bu benzerlikler beni öylesine heyecanlandırmıştı ki filmi izlediğimde Steve Jobs'la ilgili bir aydınlanma yaşayacaktım sanki. Maalesef aradığımı bulamadım. Evet Jobs'ın hayatı 2 saatlik bir filmde kolay kolay anlatılmaz çünkü hayatını öylesine farklı yaşamış ki hangi birini anlatmalı hangisini es geçmeli inanın seçemezsiniz. Ama filmde 'bence' hayatının, aslında, çok çok önemli noktalarının bir kısmı üstün körü geçilmiş bir kısmına da hiç değinilmemiş. Anlayacağınız tam bir hayal kırıklığı yaşadım. Benim gibi onun hakkında kitaplar okumamış insanlar filmin büyük bir bölümünden bir şey anlayamayacak ve "Bu neydi şimdi?" bile diyebilecek. Jobs'ın hayal kırıklıkları, evlatlık oluşundan kaynaklanan ebeveyn olma korkusu, hayatı adına devamlı bir arayış içerisinde olması, hastalığıyla kendi başına mücadele etme çabası, ... neredeyse hiç biri yoktu.
Kısacası bu film bir Steve Jobs filminden çok bir Apple Inc. filmi olmuş. Maalesef hayal kırıklığına uğradım.



Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.