3 Aralık Dünya Engelliler Günü

Söylenecek o kadar çok şey var ki bugün için; belediye başkanlarının "Engelliler gününüzü kutlarım!" afişlerinden mi başlasam, kaldırımlardaki "yapıştırma" engelli yollarından mı? Hadi yapıştırma olsun da yine olsun desem bu kez bu yolun üzerine park eden özel araçlardan mı? Hadi özel araçları da geçtim, ambulanslardan mı? İşitme engellilerin cihazlarının çalınmasında mı, yürüme engellilerin tekerlekli sandalyelerinin çalınmasından mı?
Daha neler neler... Yazarken sinirleniyorum, yazmicam o yüzden cık!
Günümüzde "Siz de bir gün engelli olabilirsiniz!" diyerek bir kampanya yürütülüyor ülkemizde. Evet, belki bir kesimimizi uyandırabilmek, farkındalık yaratabilmek adına iyi bir slogan fakat bana yine de pek doğru gelmedi. Bak senin de başına gelebilir, ona göre davran haaa! diye tehdit usulü bir tavrı düşündürttü bana. Bunun yerine insanlar ufacıkken, küçücükken öğretilse bazı şeyler. Onlara yardım etmemiz gerektiği, önceliği her zaman onlara vermemiz gerektiği, yardım istemekten çekinebilecekleri vs gibi şeyler neden öğretilmiyor, neden yok bizim ülkemizde?
Ne yollarımız, ne araçlarımız, ne binalarımız ne de insanlarımız onlara uygun. Sosyal devlet olmakla övünen hükümetin belediye başkanları bu günü düğün bayram gibi kutlamaya kalkarsa cemaat ne yapar ki?
Yardım istemelerini beklemeden yardımlarına koşalım ki onlar da bu hayata daha sıkı tutunabilsinler, daha kolay yaşayabilsinler. Lütfen "beyin engelli" bir halk olmayalım. En sakıncalı engel budur bence.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.