Önce İcat Edildi, Sonra Unutuldu!


İnternet ile birlikte gelişen elektronik haberleşme ve diğer sosyal iletişim araçları bize insanoğlunun binlerce yıldır yaptığı çok önemli bir şeyi unutturdu: Yazı yazmayı!

En son ne zaman bir not defteri ve kalem alıp yazı yazdığınızı hatırlıyor musunuz? Bunu yapsanız bile yazmaya başladığınızda elinizin ne kadar tembelleştiğini ve yazı yazma hızınızın ne kadar yavaşladığını fark edeceksiniz.

Elimizdeki akıllı telefonlardan, kucağımızda taşıdığımız diz üstü bilgisayarlardan, avucumuzda tuttuğumuz tabletlerden vazgeçip ne çantamızda kağıt kalem bulunduruyoruz, ne bir yere adres yazıyoruz, ne mektup gönderiyoruz, ne de not tutma ihtiyacı hissediyoruz.

Artık öğrenciler bile ev ödevlerini bilgisayarda yazıyor ve öğretmenine çıktısını teslim ediyor. Öğretmenler de artık dolma kalem yerine elektronik imza ile not veriyor. Belgeler, mektuplar, sınav sonuçları, ödevler, sunumlar, raporlar, tarifler, öğrenci karneleri, diplomalar, adresler artık kağıt ve kalem kullanılmadan, elektronik ortamda yazılıyor.

Oysaki bundan belki de 5 -10 yıl öncesine kadar her kesimden insanın en çok kullandığı, çantasında ve cebinde taşıdığı olmazsa olmazlarından biriydi kalem ve not defteri. İçine mürekkep doldurarak kullandığımız ama her zaman kullanmaya kıyamadığımız ve evimizin dolabında özenle sakladığımız şık dolma kalemlerimiz vardı.

Okulda hazırladığınız dönem ödevlerini düşünün. Nadiren kullandığımız ve çoğu zaman mürekkebi içinde kurumuş dolma kalemlerimizi kullanarak, dikkatlice, bozmadan ve hiçbir yere bulaştırmadan yazmaya çalıştığımız ödevlerimizi. Bir çocuğun başına gelebilecek en kötü şeylerden biri annesinin ördüğü beyaz saten ipinden dantel masa örtüsünün üzerine mürekkep bulaştırmaktı.

Dolma kalemlerin yerini klavyeler ve akıllı telefonların tuşları aldığına göre artık üstümüze bulaştırdığımız mürekkep lekesi nasıl çıkar diye düşünmemize gerek kalmadı en azından. Annelerimizi bu dertten de kurtarmış olduk. Belki de artık dolma veya tükenmez kalemi eskisi kadar kullanmamanızın en iyi tarafı da budur. Ne dersiniz? Yine de, eğer dolma kalem kullanmaktan vazgeçemeyenlerden iseniz olası kazalara karşı mürekkep lekesi nasıl çıkar bilgisini bir köşede bulundurmakta fayda var.

Dolma kalem ve mürekkepten bu kadar bahsettikten sonra uzun zamandır hiç dokunmadığımız ve neredeyse artık nostaljik sayılabilecek bu ikilinin nasıl ortaya çıktığını merak ediyor musunuz?

Mürekkep kelimesi Arapça murakkab kelimesinden geliyor. ‘Terkip etmek’ ‘bileşim’ anlamını taşıyor. Genel olarak fırça ya da kalem yardımıyla bir yüzeyi boyamak ya da yazı yazmak için kullanılıyor.

Mürekkep, MÖ 2500 yıllarında Çinli filozof Tien-Lcheu tarafından bulunmuş. Yine aynı tarihlerde Mısırlıların da mürekkep kullandığı biliniyor. İlk mürekkep, ağaçlardan toplanan doğal reçineler ve ağaç sakızlarının karıştırılmasıyla elde edilmiş.

Mürekkebi Çinliler icat etmiş olsa da mürekkep için kullanılan kaynaklar Hindistan’dan geldiğinden dolayı Hindistan mürekkebi olarak da isimlendiriliyor.

6. yüzyılda da mürekkebi kağıda aktarmak için kuş tüyünden elde edilen kalemler icat ediliyor. Tarihi film veya belgesel izlerken mum ışığının altında tüylü kalemi mürekkep şişesine batırarak aşk mektubu yazan genç adam veya kadın sahnesi mutlaka görmüşsünüzdür. Bu kalem özellikle Batı dünyasında 19’uncu yüzyıla kadar sıklıkla kullanılıyor.

Tarihte ilk dolma kalem ise MS 953 yılında elbiselerini lekelememesi için Mısır Kralı’nın bir kalem yapılmasını istemesi üzerine icat ediliyor. Milattan sonra 5 ve 15 yüzyılları arası Arap zamkı ve lamba isinden elde edilen karbon mürekkebi kullanımı yaygınlık kazanıyor.

15’inci yüzyıla gelindiğinde ünlü Alman matbaacı Johannes Gütenberg o dönemin matbaa baskılarında daha uygun olan su bazlı mürekkep yerine yağ bazlı mürekkebi icat ediyor.

Mürekkebin en eski biçimi olan Hindistan veya Çin mürekkebi olarak bilinen mürekkep çeşitleri, halen Japonya ve Çin’ de küçük fırçalarla kullanılıyor. Mimarlar, sanatçılar ve mühendisler kalıcı olması ve parlak renginden dolayı halen bu mürekkepleri kullanmayı sürdürüyor.

Mürekkebin, araştırmacıların işine yarayacak çok yararlı bir işlevi de var. Kağıt üzerine geçirilmiş mürekkebin rengi zaman geçtikçe giderek koyulaştığından araştırmacılar mürekkep ile yazılmış belgelerin yaşını saptarken bu yöntemi kullanıyor.

Günümüzde ise mürekkebin türlü çeşidi bulunuyor. Bunlardan en çok kullanılanları baskı mürekkebi ve renkli işaret kalemlerinde kullanılan mürekkepler.

Mürekkebin tarihinin bu kadar eskiye dayalı olduğunu öğrenince içinizden elinizin altındaki klavyeyi bırakıp tüy kalemini mürekkep şişesine batırıp özenle bir mektup yazmak geldi değil mi? :) 

10 yorum:

  1. O kadar çok severdim ki yazmayı kalemi elime aldığımda bir kaç sayfa yazar bununla da oldukça rahatlardım.

    ama şimdi gerçekten yazmayı unuttum

    sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Unutmayalım yazmayı. Aslında öyle güzel ki elimizle yazmak. Geri dönün yazmaya :)

      Sil
  2. Hiç tüy kalemim ya da dolma kalemim olmadığına üzüldüm en çok Allaha şükr hala elimde kağıt kalem var :) yazı çok güzel olmuş kaleminize sağlık 🎈

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler :) Onlar da olur bir gün. Belki de hiç ummadığınız bir yerden hediye gelirler.

      Sil
  3. İş yerinde yine not aldığım bir defterim var benim :) Tabi eskisi gibi notlar almadığımız kesin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben birkaç kere elektronik ortamda tuttuğum notları istemeden sildim ya da kaybettim o gün bu gündür yine eskisi gibi kalem kağıtla haşır neşirim ;)

      Sil
  4. Bir sürü defterim var ve 17 yaşımdan beri günlük tutarım. Çok güzel bir hatırlatma olmuş ♥♥♥ Sevgilerimle ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Harikasın :) Ben de eskiden günlük tutardım. O yazdıklarımı bu günlerde okumak ayrı bir keyif.

      Sil
  5. İşyerinde çok sık kalem kullanırım. Bilgisayarla yazmakla mecbur olsam bile not tuttuğum bir defterim var. Sayfanızı ilk defa ziyaret ettim. Çok sıcak bir yazı olmuş sizi takibe aldım. Benim bloğuma da beklerim

    http://mothers-dream.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz de benim gibisiniz belli ki :) Hoş geldiniz. Ben de hemen geliyorum.

      Sil

Blogger tarafından desteklenmektedir.