Yazılıkaya ( Midas ) Anıtı

 


21 Mart'ta tam da ekinoksta başka planlarla Yazılıkaya'ya gitme planları yapmıştım. Plan biraz bozuldu ama ben yine de oradaydım. Yazılıkaya hakkında tarihi bilgiye bir çok yerden ulaşabilirsiniz. Bu nedenle o bilgiyi hemen alıntılayıp buraya bırakıyorum;

"Dikdörtgen planlı, beşik çatılı Frig konutunun kayalara oyulmuş ön cephesini temsil eder. 17 x 16.5 metre boyutuyla Frig kaya anıtlarının en görkemlisidir. Anıtın sol üst kısmında, düzleştirilmiş ana kaya üzerindeki Eski Frigçe yazıtta geçen 'Midai' kelimesinden dolayı anıta bu ad verilmiştir. Yöre halkı ise üzerindeki yazıtlar nedeni ile anıtı, 'Yazılıkaya' olarak adlandırmıştır. Ana Tanrıça Matar'a adanmış bir açık hava tapınağıdır. MÖ 8 - MÖ 6. yüzyıl arasına tarihlenir."

Bu alıntıyı anıta çıkan yolda bulunan tabeladan yapıyorum.



Anıtın yanında insan kendisini öyle küçük hissediyor ki MÖ 8. yüzyılda nasıl bu kadar büyük ve muntazam bir yontma işlemi yapılmış hayret etmeden duramıyor. Anıtın alt orta kısmındaki niş adeta bir kapı gibi. Zaten buranın bir portal (geçiş/boyut kapısı) olup olmadığı konusunda söylentiler de etrafta dolanıyor. Törenlerde bu nişe Ana Tanrıça Matar'ın heykeli konuyormuş. Friglerin Matar adını verdikleri bu Ana Tanrıça aslında bizlerin yakından tanıdığı Kybele.




Biraz anıt konusuna mola verip yolda karşılaştığımız muhteşem şeyden bahsetmek de istiyorum.

21 Mart olduğunda mı yoksa her zaman mucizeleri görmeye niyet ettiğimden mi bilmem, sonbaharda sıcak diyarlara gitmek için ülkemizi terk eden leyleklerin dönüşlerine şahit olduk. Üzerimizden yüzlerce leylek geçiyor ve uzaklaşıyordu. Dilerim bu harika görüntüyü görmek hepinize kısmet olur.




O devasa anıtın sağından ilerlediğimizde sol tarafta önce yarım kalmış bir başka anıt ile karşılaştık.


Yola devam edince yolumuza sarnıçlar çıkıyor ve sonrasında da Akropol için bir tabela. Akropol benim için bu antik şehrin en özel yeri oldu o nedenle onu da paylaşmalıyım :)
Hoş akropolden geriye sadece tabanı kalmış o nedenle çok ümitlenmeyin ama muhteşem bir meditasyon ve enerji çalışması alanı olduğunu söylemeliyim. Aaa bir de ... Onu fotoğraflardan sonra söyleyeyim ;)







Yazılıkaya anıtının bir diğer önemli özelliği de dünyanın enerji kanalları olarak adlandırılan ana ley hatlarından birinin tam da buradan geçiyor olması. Yani burada dünyanın enerjisiyle uyumlanabilir belki de daha önce hiç deneyimlemediğiniz anlar yaşayabilirsiniz. Olması için neler mümkün?


Son olarak akropolden, yarım kalan anıta doğru çekilmiş bir fotoğraf paylaşarak yazıyı kapatayım.
Umarım bu muhteşem şehir sizleri de en az benim kadar etkilemiştir. Gidip görmenizi tüm kalbimle dilerim.
Bir daha kim bilir ne zaman yazarım bilinmez. O nedenle beni merak edenleri instagrama beklerim. Orada da @herseydenkonusmali olarak bana ulaşabilirsiniz.
Kocaman sevgilerimle :)













 

8 yorum:

  1. Keşke burayı ziyaret etme şansım olsaydı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kolaylıkla ve keyifle ziyaret edebilmeniz için neler mümkün?

      Sil
  2. Bu tür yerlere gidince, oturup geçmişi hissetmeye çalıyorum. Çok keyifli oluyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de tarihi hissetmeyi çok seviyorum. Ellerim taşların üzerinde oluyor sürekli :)

      Sil
  3. Gittim gördüm ya tarih kokuyor tarih :)

    YanıtlaSil
  4. gerçekten gidip görülesi bir yer emeğinize sağlık

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.