Her - Aşk

Her, gerek adaylıkları gerekse aldığı ödüllerle gümbür gümbür gelen bir film olduğunu hissettirmişti. İzleyince de bunca ödülü boşuna almadığını anladım. Tabii ki bahsedicem filmden fakat izlemeden ne demek istediğimi çok iyi anlayabileceğinizi sanmıyorum :)
Her, günümüz teknolojisinin oldukça ilerlediği bir dönemde geçiyor. Mesela baş rolümüz Theodore insanların birbirlerine gönderecekleri mektupların elektronik ortamlarda yazıldığı bir şirkette çalışıyor.
Film başladığında Theodore'u ekrandan başka bir tarafa bakarken konuştuğunu görüyoruz. Bu sırada da onun söyledikleri ekranda beliriyor. E ben de otomatik olarak "Haaa adamın gözleri görmüyor demek ki." dedim. Birkaç saniye geçince de yanıldığımı anladım :) Onlarca insan aynı pozisyonda başkalarının mektuplarını yazıyorlardı. Neyse konumuz bu değil ;)
Theodore karısından yeni ayrılmış ama bu ayrılığı henüz hazmedememiş bir adam. Genellikle mutlu görünse de evine, kendi içine döndüğünde düşündüğü anılar mutsuz olduğunu size açıkça anlatıyor. Tüm bunlar yüzünden de boşanmayı sürekli erteliyor. Bir gün reklamlarda yeni bir işletim sisteminden bahsedildiğini görüyor. Yapay zekaya sahip olan bu işletim sistemi ilgisini öyle çekiyor ki hemen o an gidip ediniyor bir tane.
Sistem yüklendikten sonra Theodore'a bazı sorular yöneltip onunla konuşacak olan sesin kadın sesi mi erkek sesi mi olmasını istediğini soruyor. Ve sonuç olarak Samantha adında yapay zekaya sahip bu sistem Theodore'un hayatına liste başından girmiş oluyor.
Samantha Theodore'un bilgisayarındaki her şeye erişebiliyor. Onları istediği gibi kullanabiliyor. Tabiri caizse Theodore'un bilgileri içerisinde at koşturuyor ;)
Eh böyle sıkı fıkı olununca önce sıkı bir dostluk ardından da akıl almaz bir aşk ya da tutku baş gösteriyor. Bütün bu kalabalığın içerisinde yalnızlığı yaşayan insanlar çoğalıyor. Etraflarındaki insanlardan beklediklerini göremeyenler kendilerini fiziki olarak hiçbir yerde bulunmayan bir varlığa tutkun bir hale geliyorlar. Birbirlerini kıskanmaya, birbirlerine kızmaya ve hatta küsmeye başlıyorlar.
İşte bu kısımda yok artık Sinem! diyeceksiniz biliyorum. Yukarıda bahsettiğim anlayamayacağınızı düşündüğüm durum işte buydu. Hoş ben izlememe rağmen halen mantığıma sığdırabilmiş değilim. 
Filmin sonundan tabii ki bahsetmicem çünkü sizin de benim gibi şoka girmenizi istiyorum :) Aslında film ilerlerken sonunun bu olacağını hafif hafif hissettiriyor ama "yok canım!" diyorsunuz haliyle. 
Afişte Scarlett Johansson'ın adını görüyorsunuz ancak kendisi sadece işletim sistemi Samantha'nın sesi olarak film boyunca bizlerle oluyor :)
Bence aldığı bütün ödülleri ve adaylıkları sonuna kadar hak etmiş bir film Her ve Oscar'da da En iyi Senaryo ödülünü alacağını düşünüyorum. Bunun dışında Oscar adaylıklarında hiç böylesine ilginç bir film görmediğimi de söylemeliyim. Oscar yolunda Her'e sonsuz başarılar sizlere de iyi seyirler dilerim :) 

2 yorum:

  1. Ben bu filmi sevemedim nedense :( Gerçi yorum yazdığımı sanıyordum ama görmeyince şaşırdım :)
    Bilmiyorum belki ürkütücü buldum, ama beklediğimi alamadım desem yeridir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumun silindi muhtemelen çünkü yorum kısmı Google Plus'tı ve yorum yazamıyoruz diye şikayet edenler vardı. Bir de yorum yazıldığında bana bildirim gelmiyordu o yüzden blogger'ın normal yorum paneline döndük :)

      Sil

Blogger tarafından desteklenmektedir.