Nemrut Dağı - Adıyaman

Dünyaya gelmiş herkesin gidip görmesi gereken, ülkemizin önemli turistik merkezlerinden biri olan Nemrut Dağı'ndan bahsedelim şimdi de. Upuzun süren Gap Turumuzun son noktası, çıkışı epey zorlu ama bir o kadar da heyecanlı olan Nemrut Dağı'na mutlaka ama mutlaka çıkın.

Nemrut'a, Kommagene Krallığı'nın bizlere miras olarak bıraktığı dev heykellere ulaşmak elbette ki kolay olamazdı. Bence kolay olsa günümüze kalamazdı. Tur otobüsüyle uzun bir yolculuk ettikten sonra yolunuzun daha da uzun ve zorlu olacağını aklınızda bulundurarak bu maceraya atılmanızı ama mutlaka atılmanızı tavsiye ediyorum.

Evet, bu resim uzun ve meşakkatli yolunuzun sadece bir ön gösterimi. Yokuşlu yolları, merdivenleri, rüzgarı, soğuk havayı ve arada bir yolun kenarındaki uçurumu es geçtiğimizde yolculuğumuz oldukça keyifliydi. Yorulup, pes edenlere destek olduk "Haydi! Bir daha ne zaman gelip göreceksin burayı?", "Bak bu kadar çıktın, vazgeçme!" gibi cümlelerle. Zaman zaman durup gün batımını izledik. Onlarca fotoğraf çektik ve sonunda zirveye ulaştığımızda etrafa bakmadan önce başarmanın mutluluğunu tattık.
İşte 2150 metre yükseklikte, o akşam benimle birlikte o muhteşem görüntüyü izleyenler ve mutluluğu tadanlar. Şaraplar içildi, fotoğraflar çekildi ve kadehler kaldırıldı şerefe.
Muhteşem bir gün batımı değil mi? Yukarıya çıktığınızda ilk bakmam gereken şey bu manzaraydı çünkü zamanım çok kısıtlıydı. Güneşin batışını içime dolan büyük bir huzurla izledikten sonra yine büyük bir hızla neredeyse 2000 yıllık o heykellere döndü gözlerim. 
Binlerce metre yükseklikte, hava buz gibi soğuk ve ben binlerce yıllık heykellerle karşı karşıyayım. Bu inanılmaz duyguyu anlatabilmem olanaksız biliyorsunuz değil mi? Öyle etkileyicilerdi ki...
Dağın iki tarafında da aynı heykellerden yapılmış. Biri gün doğumunun izlendiği taraf, sanki onlar da günü karşılamak için o tarafa yapılmışlar. Diğeri de gün batımının yani bizim gittiğimiz taraf. Onlar da bence günü uğurluyorlar.
Yukarıda yaşanan ısı değişimlerine rağmen bu kadar bile sağlam kalmaları bir mucize sanki. Ve her birinin gözleri canlıymışcasına bakıyor gözlerinize. Yapıldığı zamanı görmek o anları yaşamak istiyor, her şeyden önemlisi merak ediyorsunuz.

Aşağıda çok da kalın olmayan kıyafetlerle gezdiğimiz Adıyaman'da Nemrut'un tepesine çıkarken kar, kış, kıyamet varmış gibi sıkı giyindim çünkü tırmanırken ciddi bir rüzgara maruz kaldık. Hele gneş battıktan sonra eldivenlerimi bile giydiğimi itiraf etmeliyim.
Oraya çıkarken asla ama asla pes etmeyin. Çıkıp da birkaç derin nefes aldığınızda bütün yorgunluğunuz bitecek ve kendinizi manzarayla bin yıllık heykeller arasında bir masal diyarında bulacaksınız. Belki kulağınıza bir şeyler fısıldanacak onlar arasında gezerken belki de o anlara gideceksiniz.
Hangi tarafa çıktıysanız diğer tarafı da görmeyi unutmayın tabii. Mesela gün doğumunun izlendiği tarafta heykeller daha iyi korunmuş duruyorlardı bence. Ve aslında üzerlerinde durmaları gereken vücut kısımları da mevcuttu.
Zaman darlığından o tarafa hava kararınca geçebildik. Elimdeki en iyi fotoğraflarla o tarafı da bu şekilde gösterebiliyorum sizlere. Bir de aklımda kalan bir notu iletmek istiyorum sizlere. Gün doğumunun izlendiği tarafa çıkmak daha zormuş dedi bize o taraftan çıkanlar. Yolu kötüymüş. Dolayısıyla çıkarken gün batımının izleneceği yolu tercih edip o tarafa yürürseniz her şey yolunda gidecektir.
Tercih edebileceğiniz bir diğer tırmanma yolu ise eşekler. Eşekler sizleri yukarıya çıkarıyorlar fakat annem tecrübe ettiğinden söylüyorum biraz ürkütücüymüş. Kimseciklerin sizi görmediği yollardan gidiyormuşsunuz giderken ve sadece siz, eşek ve eşeğin sahibi olunca da insan korkar haliyle.
Korkutucu durumlardan kendimizi soyutlayıp yine manzaraya dönelim. Bu son fotoğraf da gün doğumunun izlendiği taraftan ama gün battıktan sonra. Bir ay manzarasıyla Nemrut'a veda...


8 yorum:

  1. beni de çok etkilmişti , çıkması ne kadar zor olsa da değer mi derseniz KESİNLİKLE

    YanıtlaSil
  2. teşekkürler,şahane bi görsel.
    yıllardır hayalini kurduğum geziye kısmet de varsa bu bahar gideceğim,amin:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dilerim her şey dilediğiniz gibi olur. Mutlaka gezilip görülmesi gereken yerler.

      Sil
  3. Tarihi sevmek başka bir şey Sinem, ben bayılıyorum :)) Nemrut'a hala gitmediğim için kendime kızıyorum, ama bir gün evet bir gün gideceğim kaçarı yok...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mutlaka git, çok ama çok etkileyici bir yer. Mutlaka görülmesi gereken yerlerden sadece biri.

      Sil
  4. Ne güzel bir gezi olmuş.Paylaşım için teşekkürler...

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.