Son Günlerde İnsanlık...


Son günler hep acı içinde,
Son günler kan, vahşet, kavga...
Son günler bana eskileri hatırlatıyor,
Eski günler keşke hiç dönmese.
                                                            
                                                             Sinem

Hislerimi nasıl anlatmam gerektiğini hiç bilemesem de, günlerdir elim klavyeye değemese de artık birkaç bir şey paylaşmanın zamanı sanıyorum. Gördüklerim bana ailemin anlattığı eski günleri görsel olarak anlatıyor adeta ve korkuyorum. Kimsenin kimseye saygısının kalmadığı, insanlığın yok olduğu günlere adım adım gidiyoruz.

Sonra böyle karamsar olma diyorum kendime. Karamsarlık karamsarlığı getirir, aynen kötünün kötüyü getirdiği gibi. Dünya üzerindeki tüm dinlerin, tüm öğretilerin iyi insan olmayı öğütlemesine ve insanların bunlara inandığını söylemesine rağmen bu vahşet hangi akıl yoksunluğu anında ortaya çıkıyor anlayamıyorum. Neden durup düşünülmüyor, neden bugün ona yarın bana cümlesi irdelenmiyor?

Toprak ve petrol arayışındaki güçler nedeniyle kukla gibi oynatılan bu güruh neden aydınlanamıyor? İstediklerini elde ettikleri zaman bir daha dönüp onlara bakmaya tenezzül etmeyeceklerini tarih kimseye öğretemedi mi? Ağızlara çalınan bir parmak bal nasıl böylesine tatlı gelebiliyor? 
Hayatımın benim için çok özel bir dönemine girdiğim bu günlerde negatif enerjileri kendimden olabildiğince uzaklaştırmaya çalışırken gördüklerim beni çok tedirgin ediyor. Birinci aşamasını henüz bitirdiğim Reiki çalışmaları ile kendimi iyiye, güzele, pozitife adadım. Dediğim gibi tüm öğretiler ve inanışlar da bunu öğütlerken onlara inananların tam tersini yapması niye? 

Takvimlerin en eski sayfalarından beri süre gelen taht kavgaları, bitmek bilmeyen hırslar ve onların hiç bitmeyecek olan provokatörlerine insanlık artık kanmamalı. Tek ihtiyaç bir anlığına durup düşünmek, düşünemeyene anlatarak düşündürtmek. Biliyorum insanlar cahil, okumuyor, at gözlüğü takmış, vs vs. ama artık yeter. 

Ülkemde başlatılan cadı avı bizi çok kanların döküleceği, çok canların yanacağı bir iç savaşa götürmeden durun artık. Kimse kimsenin isteklerine uymak zorunda değil. Herkesin görüşü, inanışı, hayalleri, yaşam tarzı kendine göre ve kimse kimseye bu konuda müdahale etme hakkına sahip değil. Eğer biri size buna müdahale edebileceğinizi söylüyorsa ona inanmayın ve o kişiden kilometrelerce uzaklaşın çünkü o sizin inanışınızda "kötü"yü sembolize eden her ne ise tam da o. 
Doğru yoldan sapmadan, iyilikle yaşayabilmek dileğiyle...

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.