Kurtlarla Koşan Kadınlar'ı Konuşmaya Devam

Kurtlarla Koşan Kadınlar serüvenimiz başladığı hızla devam ediyor. Bölüm bölüm konuşmaya karar verdiğimiz kitabımızın ilk bölümü için buluştuk ve çok keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Neler konuşulmadı ki bu sohbette. Adı üstünde konu kadınlar olunca kendi hayatlarımıza dönüverdik. Nasıl dönüştürüldüğümüzden, nasıl bastırıldığımızdan söz ettik. İçimizdeki vahşi kurdu çıkarmak üzere bir daha ki sefere ateş başında toplanalım dedik ;)

İşin şakası tabii ama Ankara'da bir ateş başı bulsak en keyifle konuşacağımız kitap Kurtlarla Koşan Kadınlar olurdu diye düşünüyorum. Aslında içimizde var olan fakat yüzyıllardır süregelen kadınları ezme, bastırma ve arka plana itme çalışmaları nedeniyle birçok kadın gerçek benliğini unuttu. Eh biz de bu vahşi ruhu canlandırma görevini kendimize ders bildik. Çok disiplinli çalışıyoruz. 
Bir önceki toplantımızda verdiğimiz karar doğrultusunda La Loba ve Dört Haham hikayelerinden başladık konuşmaya. Sizlere de biraz hikayelerden bahsetmek istiyorum. Haydi La Loba ile başlayalım.

La Loba, genellikle Kurt Kadın olarak tabir edilse de farklı hikayelerde onunla Kemik Kadın ya da Toplayıcı Kadın olarak da karşılaşabilirsiniz. 
La Loba'nın tek işi kemik toplamaktır. Topladığı kemikler özellikle dünyadan yok olma tehlikesi yaşayan canlılara aittir. Onları toplar, korur ve saklar. Özellikle topladıkları ise kurt kemikleridir. Ne yapar eder onun kemiklerini bulur ve bir araya getirir. Son kemiği de yerine yerleştirince ateşin yanına oturup hangi şarkıyı söyleyeceğini düşünür. Şarkıyı seçtikten sonra da yerleştirdiği kemiklerin yanına gidip kollarını üzerine kaldırır ve şarkısını söylemeye başlar. İşte tam o anda kurdun kemikleri ete kemiğe bürünmeye başlar ve kurt kürkle kaplanır. La Loba şarkısına devam ederken kurdun bedeni var olmaya başlar ve canlanır. La Loba şarkısını öyle içten söylemeye devam eder ki kurt ayağa fırlar ve uzaklara doğru koşarak gözden kaybolur. Kurt koşarken, birdenbire özgürce ufka doğru koşarak kahkahalar atan bir kadına dönüşür.

Bu hikaye sizlere neyi anlattı bilemiyorum ama bana bir kadının yoktan var edebilme gücünü, içten istediğinde her şeyi başarabileceğinin kanıtını, özgür olmasının ona çok büyük bir mutluluk vereceğini ve daha birçok şey anlattı. Kendinize inanın, özgür olun ve asla başkalarına kulak asmayın.

İlk bölümdeki ikinci ve son hikaye de Dört Haham'dı.
Bir gece dört haham bir melek tarafından ziyaret edilmiş, uyandırılıp Yedinci Göğün Yedinci Katındaki Yedinci Kubbe'ye götürülmüş. Orada kutsal Ezekiel Çarkı'nı seyretmişler. 
Pardes'ten (Gökten) Yeryüzü'ne inerlerken, yolun bir noktasında, böylesine bir ihtişama tanık olan hahamlardan biri aklını kaybetmiş, öldüğü güne kadar ağzından köpükler saçarak dolanıp durmuş. İkinci haham son derece sinikmiş: "Ezekiel'in Çarkı'nı sadece düşümde gördüm, o kadar. Aslında bir şey olmadı." demiş. Üçüncü haham gördüklerini tekrar tekrar kafasında canlandırmış, çünkü tamamen saplantılı hale gelmiş. Okuyup durmuş, bütün bunların nasıl yapıldığını ve amacının ne olduğunu düşünmekten kendini alamamış... Ve böylece yolundan sapmış ve inancına ihanet etmiş. Bir şair olan dördüncü haham eline bir kağıt kalem alıp pencerenin kenarına oturmuş; akşam kumrusuna, beşiğindeki kızına ve yeryüzündeki bütün yıldızlara övgüler yağdırarak şarkı üstüne şarkı yazmış. Geçmiştekinden çok daha iyi bir hayat yaşıyormuş artık.

İşte kimi zaman bizler de kim bilir böyle mucizevi şeyler yaşamış ya da yaşayacak olabiliriz. Bu durumda yapmamız gerekenler hikaye de öyle güzel anlatılıyor ki. Eğer bir yeteneğe sahipsek ve mucizevi şeylere tanıklık ediyorsak bunu ortaya bir şeyler çıkararak herkese göstermeliyiz. Ne gördüklerimiz karşısında şoka girerek, ne gördüklerimizi inkar ederek ne de kendimizi bambaşka bir mevkiye uygun görerek bu yaşadıklarımızı anlamlandırabiliriz. Tıpkı dördüncü haham gibi üreterek, paylaşarak ve severek çoğalabiliriz.

Yaratıcı ruhunuzu asla kaybetmeyin. Üretin, üretin ve üretin ... Özgürlüğünüzün yolunu ancak bu şekilde açabilirsiniz. Sevgiler.


8 yorum:

  1. Sinemciğim çok güzel bir yayın olmuş. Bizi ve kitabı çok iyi anlatmışsın. Çok teşekkür ederim. KKK günümüzü heyecanla bekliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Eral Ablacım :) Ben de sabırsızlıkla bekliyorum.

      Sil
  2. Güzel bir yazı dizini olmuş sinem abla siz kadınlar baya bir aktif takılıyorsunuz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederiz :) Bence her birimiz aktif takılmalı. Evde tv başında hayatı yemesin kimse.

      Sil
  3. yazıyı okurken biraz da olsa sizi kıskandım desem ayıp etmiş olur muyum? çok güzel görünüyorsunuz.... keşke bende orada olabilsem ( keşke benim olsa gibi oldu ama neyse )sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederiz :) Bizimle olamayanlar için burada biraz da olsa anlatmaya çalışıyorum konuşulanları. Belki bir gün bizimle olursun kim bilir.

      Sil
  4. Ne güzel bir etkinlik yapmissiniz her yazdiginda keske ben de olsaydim diyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olsan ne güzel olur. Nerede olursan ol kitabı oku ama bence.

      Sil

Blogger tarafından desteklenmektedir.