Devam Ediyoruz... - Hachiko

31 Mayıs'tan bugüne 11 gün geçmiş hala direniş devam ediyor ama sizi anlamayacağız diyenler de inatlarını sürdürüyor. Günlerdir sosyal medyayı hiç takip etmediğim kadar takip ettim ve hiç olmadığım kadar aktif oldum. Ne de olsa haber ulaştırma işi bizlere düşmüştü. Yaşananlar hepimizde çeşitli şoklar, şaşkınlıklar, umut, sevinç, hüzün, çok çeşitli duygular hissettirdi. Bazı markaların aslında ne için, kimin için çalıştıklarını öğrendik. Bazı markaların halka yardım için neler yapabileceğini gördük. İnsanların para için neler yapabileceğini, bu kapasitelerinin ne kadar da büyük olduğunu gördük. Büyük hayal kırıklıklarının yanında büyük umutlar da yaşadım kendi adıma. Bu büyük grubu bir araya getirebilecek, her birine hitap edebilecek bir siyasi oluşumun ortaya çıkmasını dileyerek günlerden sonra yazacağım ilk postuma geçmek istiyorum.

Hachiko; izlemekte çok ama çok geç kaldığım bir film oldu. Günler günler önce paylaşmıştım minik bir Golden'ım olduğunu. Adı "Hera". Bugün itibariyle 4 aylık oldu ve inanılmaz bir gelişim gösteriyor. Eskiden köpeklerden korkan ben şimdi her birine farklı gözlerle bakabiliyorum. Artı parantez gösterilerde köpeklerin yüzüne özellikle gaz sıkan polis memurlarını da Allah'a havale ediyorum.
Film, bir köpeğin Japonya'da ki bir tapınaktan kargoya verilen görüntüsüyle başlıyor. Günlerce seyahat eden köpek sonunda bir tren istasyonunda taşıma arabasından düşüp kafesinin kırılmasıyla yeni sahibiyle tanışıyor. Başlarda kayıp ilanlarıyla sahibi aranan köpeği daha sonra vermeye kıyamıyorlar tabii ki.


Hachi, sahibiyle arasında öyle özel bir bağ kuruyor ki onu her gün tren istasyonuna kadar bırakıp akşam da geliş saatinde istasyonda karşılıyor. Sahibi bir gün gelmiyor çünkü maalesef kalp krizi geçirip ölüyor. Hachi'de bir gün gelir diye umarak her gün aynı yerde onu beklemeye devam ediyor. 
Amaaan film işte diye düşünesi geliyor insanın fakat bu hikaye Japonya'da gerçekten yaşanmış ve gerçek Hachi sahibini tam 10 yıl boyunca, ölene dek, metro istasyonunda beklemiş. Öldükten sonra da Hachiko'nun bronz heykelini hep sahibini beklediği yere koymuşlar.
Onların sevgileri çok çıkarsız, çok doğal. Aynen çocuklarınızın sevgileri gibi. Her şeyleriyle bizlere muhtaçlar ve içlerinde hiçbir kötülük barındırmıyorlar. 
Hachiko'nun gerçek hikayesini buradan okuyabilirsiniz.
Güzel umutlarla dolu bir hafta dilerim.




6 yorum:

  1. Hachiko! Canım benim, duygu yüklü bir filmdi. İzlemeyenler kaçırmasın. Hızımı alamayıp Hachiko'nun ardından Avustralya yapımı olan Red Dog filmine de izlemiştim.
    Bu canlara kıyılır mı? O adamlara oturtup bu filmleri izletmeli..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çoook çok haklısın. Red Dog'ı izlememiştim, listeye ekliyorum.

      Sil
  2. İçime işleyen bir film defalarca izleyebilirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her seferinde çok ağlıyorum o yüzden izlememeye çalıştıklarımdan.

      Sil
  3. çok güzel bir filmdi burada görmek güzel , insana derin bir duygu aşılıyor . o an neyi eksik hissediyorsanız o tamamlanıyor. teşekkürler .

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.