The Hundred Foot Journey - Aşk Tarifi

İzlerken büyük keyif aldığım bir film daha sizlerle. Hintli bir aile Fransa'da restoran açmaya kalkarsa ne olur? sorusuyla başlayabilecek olan ama devamı beklenilen gibi gelmeyen bir film. Kadam Ailesi, Fransa'daki bir kasabaya gelir ve aksiyon başlar :)

Renkli Kadam ailesi maalesef çok sevdikleri ülkelerinden tatsız bir olay yaşadıktan sonra ayrılırlar. Evlerinde işlettikleri lokantaya benzer bir yer kurma hayaliyle Londra'dan başlayarak kendilerine göre bir yer ararlar. En son Fransa'da artık ümitler yitirilmeye başlamışken arabalarının freni bozulur ve bir kasabada kalmak zorunda kalırlar ve evin reisi bu kasabada hayallerindeki yeri bulur.
Her şeyin muhteşemliğinin yanında hayalindeki restoranı açacağı yer tam da Michelin yıldızına sahip bir restoranın karşısındadır. Yabancı bir ülke ve tamamen yabancı insanların yanında onları en zorlayacak olan ise bu restoranın sahibesi Madame Mallory'dir.
Madame Mallory, eşini kaybettikten sonra kendisini tamamen restoranına vermiş çok disiplinli bir kadındır. Eh sonuç olarak da karşısına yerleşen bu hintli ailenin yaptığı her şey ama her şey ona batar.
Karşılıklı savaşlar başlar. Başta ufak başlayan bu durum kontrolden çıkmaya başlayınca ise yine Madame Mallory duruma el koyar.
Tüm bu atışmaların ve savaşların yaşandığı ortamda ise Kadam ailesinin oğullarından biri Hassan kendini göstermeye başlar. Annesinden öğrendiği ince püf noktaları ve detaylarla yemek yapma sanatına aşık olan Hassan Madame Mallory'nin gözüne girmeye uğraşmaktadır.
The Hundred Foot Journey aslında birden çok şeyi bir bütün altına toplamış bir film bence. Örneğin Hint ve Fransız filmlerini sevenleri aynı çatı altında toplayacak olan bu film bir de yemek severleri çağırıyor bence. Filmi izlerken atıştırmadan duramayacaksınız. Film süresince kendimi kaç kere mutfağa attım inanın sayamadım. Tatlı, tuzlu, içecek, sandviç, ...
Filmi izlerken bazı sahnelerde kendimi Julie&Julia seyrediyormuş gibi hissettiğimi de itiraf etmeliyim. Fransa'nın o kendine özgü mimari tarzı ve kasabalarının yerleşim biçimine de bu filmde tekrar hayran olacağınıza eminim. Haydi gidip bu kasabaya yerleşelim hissi uyanacak içinizde.
Helen Mirren'den ayrıca bahsetmeden olmaz tabii ki. Her rolünden başarıyla çıkan Helen Mirren bu rolünde hakkını vermiş kesinlikle. Hayatını restoranına adayan bir kadının kalbinin aralanmasını yine yemekten anlayan bir adam sağlayabilirdi değil mi? Helen Mirren bu rolün de hakkını vermiş.
The Hundred Foot Journey - Aşk Tarifi size kıtalararası bir yolculukla Hindistan'ın renkli dünyasından Fransa'nın şık ve romantik dünyasına götürecek. Bu yolculuk esnasında çeşit çeşit, belki de hayal bile edemeyeceğiniz tarz yemek isimleri duyacak meraklanacak hatta tatlarını hayal edeceksiniz. Aşk mı? Hayatın hangi noktasında aşk yok ki? İyi seyirler dilerim :)

8 yorum:

  1. MERHABA 10 BLOGGER BİR HİKAYEDEN :) GELDİM ...

    YanıtlaSil
  2. Cok hos bir film onerisi olmus:-) hint filimlerine bayilirim.birde gorsel cekimi iyiyse deme keyfime .kisa zamanda izlemelyim oneri icin tesekkurler :-)

    YanıtlaSil
  3. izlenmeli hemde en kısa zamanda...

    YanıtlaSil
  4. Vizyona girdiğinde keyifle izlediğim yapımlardan olmuştu. Kesinlikle izlenmeli. :)

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.