cinema etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
cinema etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Bu Dünyanın Dışında - The Space Between Us

YAZAR : Cuma, Eylül 29, 2017
Genelin dışına çıkayım ve bu kez farklı bir film yorumlayayım dedim. Bu Dünyanın Dışında - The Space Between Us Dünya ve Mars arasında yaşanmaya başlayan bir aşk hikayesi gibi görülse de aslında içerisinde çok farklı duyguları ve olayları da barındırıyor. 

Mars'ta kurulacak olan koloni için yola çıkan astronot grubundan Sarah Elliot'ın, Mars'ta göreve başladıktan bir süre sonra hamile olduğu farkedilir. Hamileliği belli bir grup dışındaki herkesten saklanır ve maalesef doğum esnasında da hayatını kaybeder. Sarah'nın oğlu Gardner Mars'taki ekip tarafından büyük bir gizlilik içerisinde büyütülür ve dünyadakiler için aslında hiç doğmamış olarak kabul edilmektedir. 

Olaylara Gardner açısından baktığımızda ise durumlar oldukça karışıktır. Kendisini dünyadan herkesin gitmek isteyeceği bu ortamda kapana kısılmış hisseden Gardner aynı zamanda babasının kim olduğunu öğrenmek de istemektedir. Aynı zamanda internetten Tulsa adında bir genç kızla da tanışmıştır. Günün birinde hem Tulsa ile tanışabilmek hem de babasını görmek için Dünya'ya gelir.

Fakat Mars'ta doğup büyümüş ve bütün vücudu o ortama uyum sağlamış biri olarak Dünya'da ciddi sağlık sorunları yaşamaya başlar. Bir yandan Tulsa ile babasını bulmaya çalışırken diğer yandan onu bir an önce Mars'a geri göndermek isteyen Nasa'nın da elinden kaçmaya çalışmaktadır.

Bu bitmek tükenmek bilmez kovalamaca içerisinde sorularına hiç ummadığı cevaplar alacak ve herkesin hayatı beklenmedik şekilde değişecektir.

Sizlerin de film hakkındaki yorumlarınızı merakla bekliyorum :) Umarım en az benim kadar keyif alarak izlemişsinizdir ya da izleyeceksinizdir. Sevgiyle...

Dangal

YAZAR : Pazartesi, Ağustos 28, 2017
Sizin oralarda da Dangal fırtınası esiyor mu? Benim burası çok rüzgarlı. Beni ittikçe itti Dangal'a doğru ve izledim sonunda. Hint filmlerine hep bir ön yargı besliyor olsam da izlemeye başladıktan sonra her şey geçiveriyor. Her şey oynat tuşunu basana kadar yani ;) Dangal için de öyle oldu.

Konunun güreş üzerinden gitmesine, bir babanın hayallerini kızları üzerinden gerçekleştirmeye çalışmasına rağmen harika bir hikaye. Bir oğlu olması ve onunla hayallerini gerçekleştirebilmek için elinden geleni yapan Mahavir tüm çabalarının karşılığını dört kız çocuğuna sahip olmakla alır. Tam da hayalini kurduğu şeyi gerçekleştiremeyeceğini düşünürken iki büyük kızının bir erkek çocuğunu güzelce dövdüğünü öğrenir. 

O gun Babita ve Geeta için hayatlarının dönüm noktası olmuş olur. Artık babaları onları güreşçi olarak yetiştirecektir. Kız çocuklarının daha doğdukları gün evlilik için eğitilmeye başlandığı Hindistan gibi bir ülkede kızlar yaşadıkları bölgenin alay konusu olurlar ve gerçekten çok ciddi sıkıntılar yaşarlar. 

Hiçbir şeye kulak asmayan Mahavir yılmadan ilerler, hedefine kilitlenmiştir. Ve hep hayalini kurduğu şeyi başarır. Kızlar ülkelerindeki en iyi dereceleri kazanırlar.
Hedeflere varmak için disiplinin ve doğru hamleleri yapmanın ne kadar önemli olduğunu anlatan filmde bir de çok güzel bir baba-kız ilişkisi yaşanıyor. Duygusal sahnelerin yanısıra kıkır kıkır gülmenizi sağlayacak sahnelerin de olduğu film elbette ki eğlenceli Hint müzikleriyle daha da eğlenceli hale gelmiş. Keyifle izlediğimi söylemeliyim :)

Sizlerin de film hakkındaki yorumlarınızı merakla bekliyorum. İzlediniz mi? Sevdiniz mi? Haydi yazın, konuşalım :)
Sevgiyle...

Mumya - The Mummy

YAZAR : Perşembe, Haziran 22, 2017
Mısır'a olan özel ilgim nedeniyle bilmem kaçıncısı çekilen mumya filmlerinden birine daha gözüm kapalı gittim. Mısır coğrafyası ve muhteşem tarihi öyle sonsuz hikaye varyasyonlarına izin veriyor ki yine bir diğeriyle daha karşı karşıyayız. Lanetler, tanrılar, intikam, hırs ve büyük bir geri dönüş bekliyor bizleri.

Başka bir varis olmadığından Mısır tahtına geçecek olan Ahmanet abisinin başka bir kadından doğan çocuğu yüzünden tahta çıkma şansını kaybeder ve bu onda müthiş bir intikam duygusu uyandırır. Ölüm Tanrısı Seth'le işbirliğine girer ve abisi ve çocuğunu acımasızca öldürür. Tam Seth'i ete kemiğe büründürecek ayini yapmak üzereyken yakalanır ve tekrar dünyaya gelmesini engellemek amacıyla birçok önlem alınarak ve canlı canlı mumyalanarak gömülür.

Olaylardan yüzyıllar sonra bir askeri operasyon esnasında Nick Morton, eline geçirdiği bir not sayesinde Ahmanet'in hiç bulunmaması gereken mezarını bulur ve aksiyon başlar. Ahmanet'in mezarı incelenmek üzere bir uçağa yerleştirilir ve yola çıkılır ancak yolda hiç beklenmeyen şeyler yaşanır. Ahmanet, hedefine yol almaktadır. Amacı yüzyıllar önce ayin esnasında kullandığı hançeri ele geçirmek ve Seth'i dünyaya getirmektir.

Her mumya filminde izlediğimiz gibi insanlardan beslenerek yavaş yavaş kendi bedenine bürünür. Bir yandan da büyük bir kovalamaca yaşanmaktadır. Aslında Jenny Halsey tarafından aranan mezar onunla birlikte bir araştırma bölgesine getirilir. Ele geçirdikleri Ahmanet'i bir şekilde kontrolde tutmaya çalışmaktadırlar ancak Ahmanet kolay kolay pes etmeyecektir.

Görsel efektleriyle, mumyanın çekiciliğiyle ve benim Mısır aşkımla birleştiğinde güzel bir film olarak tanımlayabileceğim The Mummy - Mumya, aslında hikaye olarak oldukça vasat. Hele ki Russell Crowe'un bir anda Dr. Henry Jekyll'e dönüşmesi ve bir mumya filminin içinde bu karakterle karşılaşmak bana çok komik geldi. Sonrasında araştırmalarım sonucunda bu filmin bir "Dark Universe" projesinin ilk adımı olduğunu okusam da ne bileyim bence yine de komikti.

Mumya filmi severlerin hoşuna gideceğini düşündüğüm ama yine de büyük beklentiler beslememeleri gerektiğini eklemem gereken film için keyifli seyirler dilerim. Yorumlarınızı merakla bekliyorum. Siz film için ne düşündünüz?

Çok Pişmiş - Burnt

YAZAR : Pazartesi, Ocak 11, 2016
İzlerken ağzımın suyu aktı, o nasıl güzel tabak dizaynı, bu ne yakışıklı aşçı gibi tepkiler verebilirsiniz. Hiç birinden sorumlu olmadığımı baştan belirtir, Çok Pişmiş - Burnt filmini büyük bir keyifle anlatmaya başlayabilirim. Acıkmaya hazır mısınız?

Kod Adı: U.N.C.L.E.

YAZAR : Perşembe, Kasım 26, 2015
Müziğinden giyim tarzına, aksesuarlarından mobilyalarına, arabalarından mimarisine dek her şeyine aşık olduğum 1960'lara Kod Adı: U.N.C.L.E. ile geri dönüyoruz. Ajan filmleri bana göre diyenlerin keyifle izleyeceği aksiyon, komedi ve casusluk içeren bu film bence de tam seyirlik bir film.

Everest

YAZAR : Salı, Kasım 17, 2015
1996 senesinde gerçekleşen gerçek bir olaydan uyarlanan Everest ilk bakışta bir macera filmi görünse de izlerken göreceğiniz gibi tam bir gerilim. Oturduğunuz yerde rahatsızlanıp bu inanılmaz hedefe ilerleyen dağcıları sürüklemek, ilerletmek, kurtarmak isteyeceksiniz.

Kaçış Yok - No Escape

YAZAR : Pazartesi, Kasım 16, 2015
Bazı filmler vardır izlerken sinir olur ama yine de izlersiniz çünkü ne olacak daha neler yapacaklar başka kime laf sokacaklar merak içindesinizdir. Neredeyse her filminde komiklik yapmaktan öteye gidemeyen aktör Owen Wilson'ı böyle bir filmde baş rolde görürseniz de merakınız kat ve kat artar. 

Cadılar Bayramına Doğru, Pay the Ghost

YAZAR : Cuma, Ekim 16, 2015
Cadılar Bayramı'na az bir zaman kala tam da Cadılar Bayramı'nı konu alan bir filmden bahsetmek istedim. Pay the Ghost, eğer ülkemizde vizyona girerse nasıl çevrilir bilemiyorum ama "Hayalete Öde" şeklinde dilimize çevrilir ve işlediği konu itibariyle çok doğru bir isim seçildiğini söylemeliyim.

Çılgın Kalabalıktan Uzak - Far From The Madding Crowd

YAZAR : Cuma, Eylül 04, 2015
Thomas Hardy'nin 1874 yılında kaleme aldığı Çılgın Kalabalıktan Uzak - Far From The Madding Crowd bir kez daha sinema perdesini renklendirdi. Halen kitabını okumamış olsam da bu kez filmi izledim. Bathsheba Everdene'in her anlamda ayakta kalma mücadelesini konu alan Çılgın Kalabalıktan Uzak kimilerine Issız Adam'dan bir repliği de anımsatacaktır ;)

6 Süper Kahraman - Big Hero 6

YAZAR : Salı, Eylül 01, 2015
Her animasyonda onu taparcasına seveceğiniz bir karaktere rastlarsınız, 6 Süper Kahraman'da da bu karakter benim için Baymax oldu. Hangisi mi? Tabii ki şu pofuduk, şirin mi şirin suratlı beyaz robot :) E peki Baymax ne mi? Hadi hikayeye en başından başlayalım.

Pixels

YAZAR : Perşembe, Ağustos 27, 2015
Sevgili okuyucu atari oyunlarını hatırlıyor musun? Peki ya atari salonlarını? Görüntülerin kare kare önümüzde hareket ettiği oyunlar aslına bakarsak çok da uzağımızda değil ama teknoloji inanılmaz bir hızla ilerliyor. 1980'lerde işte tam da bu bahsettiğim salonlarda vakit geçiren çocuklar Brenner, Cooper, Ludlow ve Eddie yıllar yıllar sonra yine bu oyunlar yüzünden bir araya gelecektir.

Jurassic World

YAZAR : Çarşamba, Temmuz 15, 2015
Dinazorları özlediniz mi? Jurassic Park'ın etkileri halen üzerinizde mi? O halde Jurassic World için daha fazla beklemeyin ve hemen izleyin. Bu kez park devasa büyüklükte ve aklınıza gelmeyecek etkinliklerle çevrili. Bizler için aslında korkutucu olması gereken bu canlılar Jurassic World'de eğlence aracı olarak kullanılmış taa ki dnalarla oynayarak yeni ürettikleri dinazora kadar.

Kingsman: Gizli Servis - Secret Service

YAZAR : Perşembe, Mayıs 14, 2015
Eggsy henüz bebek sayılabilecek yaştayken babasını gizli bir görevde kaybeder ve sonrasında annesiyle hayatları oldukça kötü seyreder. Büyüyene dek girdiği her ortamda ve konuda başarıya ulaşan fakat ailenin sorunlu durumundan dolayı her şeyi yarım bırakmak zorunda kalan Eggsy'nin aklına yıllar önce ona verilen bir şeyi kullanmak gelir.

Grinin Elli Tonu - Fifthy Shades of Grey

YAZAR : Pazartesi, Nisan 20, 2015
 Kitaplarını okduktan sonra filmi izlemesem olmazdı değil mi? Vizyondayken çevremden öyle farklı yorumlar duydum ki kimi çok kötü derken kimi çok güzel yorumlarında bulundu. Bazısı filmde uyuyakalmış kimi bütün duyularını açıp izlemişti. Ben de evde haydi bakalım bizim Grey'i nasıl çekmişler diyip başladım izlemeye :)

Hobbit 3: Beş Ordunun Savaşı / The Battle of the Five Armies

YAZAR : Cuma, Aralık 19, 2014
Bir efsane serinin daha sonuna gelmiş olmaktan dolayı çok üzgünüm ama her güzel şeyin bir sonu var değil mi? Artık Hobbit serisiyle de evde izleyerek avunacağım. Beni orta dünyanın sularında yıkasınlaaar! Aa dostlaaarr :)

Fury, Brad Pitt'in Muhteşem Karizmasını Özleyenlere!

YAZAR : Cuma, Aralık 19, 2014
Fury ile ilk karşılaştığımda "Amaaaan yine mi savaş filmi!" yorumu yaptığım doğrudur fakat bu konuları birbirine benzeyen, neredeyse birbirinin aynı filmlerden değilmiş. Hele bir de Brad Pitt'in karizmatik bakışlarıyla birleşince hiç değilmiş beyler, (özellikle) bayanlar ;)

Aynı Yıldızın Altında - The Fault in Our Stars

YAZAR : Cumartesi, Kasım 29, 2014
Dünkü Eğer Yaşarsam fiyaskosundan sonra Aynı Yıldızın Altında için bazı çekincelerim vardı fakat filmi izlemeye başlar başlamaz çekinceden, benden, ya da çevremdeki herhangi bir şeyden eser kalmadı. Film çekti beni içine ve tüm o duygu selini birlikte yaşadık.

If I Stay - Eğer Yaşarsam

YAZAR : Cumartesi, Kasım 29, 2014
Eğer Yaşarsam, uzun süre izlememekte direndiğim bir film olmuştu nedense ama sonunda izledim. Çaldığı çellosuyla harikalar yaratan Mia'nın etrafında dönen hikaye, açık konuşmak gerekirse bana biraz donuk geldi. Ya da şöyle söyleyeyim senaryo çok klasikti ve benim adıma duygu eksiklikleri vardı. Filmi bu zamana dek izlemeyen kalmadığını düşünerek de sıralı bir konu anlatımı yapmak istemiyorum.

The Hundred Foot Journey - Aşk Tarifi

YAZAR : Salı, Kasım 25, 2014
İzlerken büyük keyif aldığım bir film daha sizlerle. Hintli bir aile Fransa'da restoran açmaya kalkarsa ne olur? sorusuyla başlayabilecek olan ama devamı beklenilen gibi gelmeyen bir film. Kadam Ailesi, Fransa'daki bir kasabaya gelir ve aksiyon başlar :)

Sıcak ve Samimi: Begin Again

YAZAR : Cumartesi, Kasım 22, 2014
Gretta, bir gece kulübünde arkadaşının zoruyla kendi yazdığı şarkılarından birini çalar ve söyler. Yine aynı kulüpte bulunan Dan'de bu müzikten çok etkilenir. Peki ya kimdir bu Gretta ve Dan ve neden o gece orada bulunmaktadır?
Blogger tarafından desteklenmektedir.