Yürüyen Şato - Howl's Moving Castle

Anime evreninin baş tacı Hayao Miyazaki evreninden merhaba. Ailesinin şapka mağazasında çalışan Sophie kasabadaki genç kızların aşık olduğu ama kalplerini yemesinden korktukları bir büyücü olan Howl ile şans eseri tanışır. Howl’un peşinde kötülükler cadısı ve onun adamları vardır.  Howl’la tanıştıktan sonra kötülükler cadısı tarafından ziyaret edilen Sophie cadı tarafından lanetlenir. Artık 90 yaşındadır ve lanetlendiğini kimseye söyleyememektedir.

Büyü evrenine adım atmış olan ve yollara düşen Sophie nine yolda Şalgam kafayla tanışır ve Howl’un yürüyen şatosunu bulur.  Şatoyu temizlemek için kendi kendini işe alarak Howl’la yolları birleşen Sophie, zamanla Howl’un yol arkadaşlarıyla ve şatosuyla kaynaşır. Bir çark sayesinde 4 farklı mekana gidebilen , yürüyebilen, zıplayabilen, aslında yaşayan bir şato,başarılı karakterler ve  aynı zamanda arka planda süregelen bir savaş evrenimizi oluşturuyor.
Howl’a yardım etmek için Kral Saliman'ın huzuruna çıkan Sophie orada kendini lanetleyen kötülükler cadısıyla karşılaşsa bile içindeki iyiliği hiç kaybetmemesiyle hikayedeki herkese dokunmuş oluyor. Bizeyse keyifle oturup Sophie bir nine olarak mı kalacak,lanetten kurtulmak için neler yapacak ve Howl’la neler yaşayacaklar izlemek kalıyor..

Miyazaki'nin aşk temasına da yer verdiği filmde görüntüler mükemmel. Renkler,karakterler,manzaralar bir şölen oluşturuyor. Büyüyü de gerçek anlamda görebiliyoruz. Miyazaki filmlerini izledikçe karakterleri birbirine benzetmeye başlıyorsunuz.  Karga olabilen Howl bana Ruhların Kaçışındaki cadının kuş olabilmesini çağrıştırdı mesela.

Animelerin orijinal dilinde ve Türkçe alt yazılı olmasını tercih etsem de animasyonlarda ki dublaj başarımız yadsınamaz. Filmin Japonca'sını bulmak zor, her yerde İngilizce dublajlı.  Kesinlikle Türkçe seslendirmeyle izlemenizi tavsiye ediyorum.

Favori karakterim bir cin olan Calsifer'di. Yumurta kabuğu yemesi ayrı güzel,tepkileri ayrı güzel.  Sophie nine yaşlanmaya çok iyi uyum sağlıyor. Mesela hala dişleri olduğu için mutlu olabiliyor ya da hareket ettikçe eklemleri açılıyor. Kötülükler cadısını da seveceksiniz. Filmdeki kızlar gibi Howl’a ben de aşık oldum, siz de olabilirsiniz bence. Saç renginin değiştiği kısmı merakla bekleyin.  Yazmaya başlayınca dayanamadım filmi bir daha izledim itiraf ediyorum.  Haydi siz de izleyin ve yorumlarınızı yazın. Fikirlerinizi merak ediyorum :)

4 yorum:

  1. bana bu tarz fillimleri tanıtan ve sevdiren... ve hatta Miyazaki fanatiği yapan film... bende herkese tavsiye ederim...

    YanıtlaSil
  2. Her zaman anime filmlerini sevmişimdir. Buna da en yakın zamanda bakacağım.

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.