Hint Filmleri Festivali - Lion

Sıkı takipçilerim belki hatırlarlar Lion'ı ilk izlediğimde de bu sayfalarda yorumlamıştım. Ama şimdi Hint Filmleri Festivali için yeniden izledim ve belki de bu kez farklı bir açıdan bakıp farklı bir yorum yapabilirim :)

Lion'da Hintli küçücük bir çocuğun, Saroo'nun, inanılmaz kayboluşunu izliyoruz. Şanslı mı yoksa şanssız mı demeli onun için hiç karar veremiyorum çünkü biricik annesinden çok talihsiz bir olay sonucunda ayrı düşüyor ama harika bir ailenin içerisinde, Hindistan'da kalsa hayal bile edemeyeceği imkanlarla büyüyor. 

Ailesinden, ne şekilde olursa olsun, uzak kalmak zorunda kalan her çocukta olduğu gibi Saroo da belli bir yaşa, belli bir olgunluğa eriştiğinde gerçek ailesini, evini aramak için harekete geçiyor. Bu noktada durup onu büyüten anneye bakmamız, onun hissettiklerini anlayamasak da hayal etmemiz gerektiğini düşünüyorum. 5 yaşında küçücük bir çocuktan, iyi eğitimli, ahlaklı ve daha birçok iyi huya sahip bir insan yetiştiren anne üzerine titrediği çocuğunun gerçek annesini aradığını öğrendiğinde sizce neler hisseder?

Bunun doğru olan olduğunu bile bile taa kalbinin en içinde büyük bir yıkım yaşadıklarını düşünüyorum. "Ben ona yetemedim de mi onu arıyor?" sorusunu kendilerine onlarca defa sorduklarını düşünüyorum benzeri durum yaşayan tüm annelerin. Çünkü kolay değil, sevgi hele böylesi büyük bir özveri içeren sevgi aynı şekilde sevilmek ister. 

Ne var ki gerçek ailelerini aramak her çocuğun en büyük hakkıdır da. 
Bizlere evimizi, ailemizi, doğduğumuz yerleri hatırlatanlar da sadece insanlar değildir. Kokular, mekanlar, objeler, sesler ve daha onlarca değişken birden bizi o özlemini duyduğumuz ana götürebilir. Saroo da onu bu yola sokan birçok değişkeni farklı zamanlarda görerek, hissederek, hayatına alarak doğduğu yere, evine, annesine her geçen gün daha da çok yaklaşıyor.

Birbirini yıllarca arayan, başlarına onlarca şey gelen ve yıllar sonra karşılaşan bu anne oğulun buluşması ise en yürek burkan sahne olurken bence en umut dolu sahnelerden de biri. Neden mi? 5 yaşında, nereye gittiğini bile bilmeden ortalardan kaybolan ve bambaşka bir ülkede büyüyen bir çocuğun evini bulabilmesi ihtimali ne kadardır ki? Çok az değil mi? 

Gerçek bir hikayeden uyarlanan film Lion bana bu kez imkansız gibi görünen birçok şeyin olabilme ihtimali olduğunu anlattı. İhtimal beni umuda, umutsa kocaman bir sevince doğru yol aldı. O halde mutlu olmamak niye?
Lion'ı izleyin, izleyin ki sizlerin de içinde kocaman umut tomurcukları yeşersin.
Keyifli seyirler...

Şimdi sıra bambaşka bir bakış açısıyla Lion için Yeliz'in bakış açısına bakmakta tık tık lütfen :)

İlk Lion yorumlamam için tık tık lütfen.

11 yorum:

  1. Harika! Keşke umut dolu gerçek hikayeler daha çok okuyucu ve seyirciye ulaşsa...
    Yorumlaman yine muhteşem olmuş Sinem'cim. Ellerine sağlık <3

    YanıtlaSil
  2. Önceki yazınızı okumuştum, benim de çok beğenerek izlediğim bir film Lion, tekrar izlemek istedim şimdi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel :) İzleyin bence de yeniden. Belki bu kez farklı mesajları vardır sizin için. Sevgilerimle..

      Sil
  3. Ben o Saroo'nun oynadığı sahnelere bayılmıştım.
    Gerçek bir hikaye olduğunu bilmek de çok etkilemişti beni.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beni de :/ Ne zor ve mucizevi hayatlar olduğunu hiç unutmamamız gerekiyor.

      Sil
  4. Yakın zamanda izlediğim ve beğendiğim hint filmiydi. Genelde hint filmlerinde ayrı bir tat alıyorsunuz zaten. Duygusal güzel filmdi herkes izlesin. Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hollywood artık o kadar benzer olmaya başladı ki bu boşluğu Hint sineması değerlendirmeyi iyi bildi. Aynı fikirdeyim sizinle. Sevgiler :)

      Sil
  5. Bu film tekrar tekrar izlemelik hakikaten. Her seferinde farklı şekilde keşfedilebilecek bir film ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim yorumunuz için. Aynı fikirde olmak ne güzel :)

      Sil
  6. Umarım severek izlersiniz. Çok kaliteli bir film. Sevgiler :)

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.