Noah - Nuh: Büyük Tufan

Nuh: Büyük Tufan'ın konusu zaten üç aşağı beş yukarı her birinizin malumu. Bu yüzden konusu haricinde dikkatimi çeken, beğendiğim noktalardan bahsetmek istiyorum.

Görsel olarak sizi tamamıyla doyuracak bir filmle karşı karşıya olduğunuzu en baştan söylemeliyim. Film taa Adem'le Havva'dan başlayarak muhteşem bir görsellikle o güne dek yaşananları anlatıyor. Adem'le Havva'nın cenneti halleri, yılan tarafından kandırılışları ve yasak meyveyi ağaçtan koparışları o kadar etkileyici ve film içerisinde öyle zamanlarda gösteriliyor ki adeta beyninize kazınıyor.
Düşmüş melekler "Gözcüler" olarak adlandırılmış filmde ve onları ilk gördüğümde Yüzüklerin Efendisinde'ki Entler geldi aklıma. Sizlere de onları çağrıştıracağına eminim fakat film ilerledikçe entleri unutacak ve Gözcüler'in etkisi altına gireceksiniz.
Canlıların gemiye gelişleri ise ayrıca etkileneceğiniz sahnelerden. Kuşların o inanılmaz kalabalığı, tüm sürüngenlerle böceklerin gelişi ve en son yürüyen hayvanların ormandan görünüşü beni çok etkiledi. Her biri onlara verilen emri yerine getirir gibi gemideki yerlerini aldı.
Nuh, büyükbabasına, gördüğü rüyalar hakkında konuşmak ve bir çözüm yolu bulmak için ilerlerken öyle yerlerden geçiyor ki, insan günümüzü düşünmeden edemiyor. Biz de öyle çok zarar veriyoruz ki dünyaya bizim de sonumuz bir tufan herhalde.
Ve tabii Nuh'un içlerinde kötülük barındırdıkları için gemiye alınmamaları gerektiğine karar verdiği insanlarda sıra. Gördüğü rüyalardan insanlığın kendi aileleriyle son bulacağını, dünyada yaşama hakkının sadece hayvanlarda olduğu çıkarımını yapan Nuh, bütün ısrarlara rağmen hiçbir insanı gemiye kabul etmiyor. Bunları açıklarken öyle vurucu cümleler kuruyor ki düşünmeden edemiyorsunuz. Benim içimde de kötülük var mı ? sorusuyla karşı karşıya kalacaksınız.
Antony Hopkins'e özellikle yer ayırmak istememin sebebi ise filmde oldukça az görünmesine nazaran olayların seyrini değiştiren, çok can alıcı sahnelerde bulunuyor olması. (Antony Hopkins'i izlerken de Gollum'un hatırıma geldiği doğrudur. Benimle aynı fikirdekiler el kaldırsın.)
Tüm bu yazdıklarımın sonucunda Nuh : Büyük Tufan, görsel efektleri, hikayenin akışı, müzikleri ve oyuncularıyla benden tam puan aldı. Bütün ön yargılarınızı bir kenara bırakarak bu muhteşem yapımı izlemeye gidin. Çok keyif alacağınıza eminim. İyi seyirler.

2 yorum:

  1. Dün gece bu filmi izledik. Dediğin gibi ben de çok etkilendim. Ama ya ben hikayeyi yanlış biliyorum, ya da filmde biraz farklı anlatılmış diye düşündüm. Film bittiğinde biraz eksik bir tat kaldı ağzımızda. Yine de görsel şölenler, Harry Potter'daki minicik Hermonie'nin büyümüş hali, Antony Hopkins'in muhteşem oyunculuğu, böğürtlenli veda sahnesi, Russell Crowe abimizin muhteşem oyunculuğu harikaydı...

    YanıtlaSil
  2. Filmi izlerken hikayeyi çok düşündüğümü söyleyemicem. Yıllardır anlatılan bir efsane bence en güzel bu şekilde yansıtılabilirdi. Okuduğumuz kitapların çevrimlerini bile beğenmiyoruz kitaptaki gibi olmamış diye. O yüzden o kısmını düşünmedim. Oyunculuklar çok güzeldi bence de.

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.